TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür açıklamalarda bulundu. Görür depremin nerede ve nasıl gerçekleşeceğine ilişkin çalışmaların yapılması gerektiğini dile getirdi.
‘TÜRKİYE’NİN DEPREMDEN KURULTUMASININ TEK YOLU YERLEŞİM ALANLARINI DİRENÇLİ HALE GETİRMEK’
Görür deprem komisyonunda yaptığı konuşmasında, “Deprem gündemi çözüm bulununcaya kadar gündemi terk etmeyecek, terk etmemeli. Deprem tartışmaları yaparken bilim insanları olarak bu aşamadan sonra ben deprem fay tartışmasının yapılmasını doğru bulmuyorum. Deprem nerede nasıl olacak. Bu tartışmalar bilimin konusu. Bunu yapmak isteyenler bilim ortamında yapabilirler. Bunun kamuoyunu yanıltmak ve tereddütte düşürmek dışında anlamı yok. Deprem bu yönüyle tartışılmamalı derken bir şeyi kabul etmemiz gerekiyor. O da Türkiye genelinde bir deprem ülkesidir. Ülkemizde herhangi bir yerde zamanda deprem olabilir. Olduğu zaman da on binlerce insanımızı bir an da kaybedebiliriz. Halkın korkusunu anlayabiliyorum. Deprem 5 değil 15 sene sonra olacak desek ‘oh be tamam mı’ diyeceğiz. 15 sene sonra yaşayan insanlar milletin evlatları olmayacak mı? Bu gerçeği kabul ettikten sonra bu bölge coğrafyasında deprem 13 milyon sene mekanizması oluştu. Daha milyonlarca sene de devam edecek. Depremi durduramayacağımıza fayları engelleyemeyeceğimize göre yapacağımız tek şey deprem dirençli yerleşim alanları oluşturmak. Türkiye’nin depremden kurultumasının tek yolu yerleşim alanlarını dirençli hale getirmek” ifadelerini kullandı
'KENTİ YÖNETENLER EĞİTİLMELİ'
Vali ve belediye başkanı gibi isimlerin depreme ilişkin bilgilendirilmesi gerektiğini dile getiren Görür, “Bir valinin, bir belediye başkanının deprem ile ilgili bilgi birikimi tecrübesi olmayabilir. Afet yönetimi bilmeyebilir. Halbuki kent depremden en fazla etkilenecek olan topluluk yöneticisinin de ona göre o işe ait birikimi olmalı. Yöneticiler atanmadan önce eğitimden, bilgilendirmeden geçirilmelidir. Bu temel bilgileri bilmeleri zorunludur. Yönetim bu işi yaparken elinde bir mikro bölgeleme kılavuzu olması gerekir. Malesef biz de İstanbul hariç hiçbir yerde bu çalışma mevcut değil. Yapıyoruz denilenlerin çoğu masa başı dosya oluyor. Bir bölgeyi imara açacaksanız mikro bölgeleme olursa orayı imara açarsanız şu olur, açmazsanız şu olur der. Belediye başkanının bunu bilmesi lazım. Ben mekansal büyüyeceğim diyerek kenti o tarafa büyütmez. Van’da heyelan kitlesi üzerine bazı bölgelerin kurulduğunu gördüm. Hocam biz durdurduk dediler ama binalar yapılmış lüks lüks. Kent yönetimi önemli. Bunu yasalar amirler yönetecektir ama asıl patron kent yönetiminde doğa olacaktır” şeklinde konuştu.