Sadece tansiyonu yükseltmekle kalmayan aşırı tuz, zamanla kalpte büyümeye ve böbrekte hasara neden olduğu için diyaliz sebebidir. Dünya Sağlık Örgütü tavsiyelerinin 3 katı tuz tüketilen ülkemizde, aşırı tuzun kalp ve damar ile böbrek sağlığına olumsuz etki yaptığı hususunda uzmanlar tarafından sürekli uyarı yapılıyor. Dünya Sağlık Örgütünün 6 gr olan tuz tavsiyesinin ülkemizde 18 gr olduğuna dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Nefroloji ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Altun, "Aşırı tuz tüketiminin sadece tansiyonu yükselttiği bilinse de kalpte büyümeye ve böbrekte hasara da yol açıyor. Ülkemizde son dönem böbrek yetmezliği hasta sayısı yaklaşık 75 bin kişi ve her yıl ortalama 10 bin kişi diyalize başlıyor. Bunun baş mimarı ise fazla tuz tüketimidir." şeklinde konuştu.Tuz Tüketiminde En Önemli Faktör EkmekÜlkemizde fazla tuz tüketiminin ana nedeninin ekmek olduğunu belirten Prof. Dr. Altun, "Ülkemizde ekmek, maalesef fazla tüketiliyor. Başka ülkelerde değişik tuz oranlarında ekmekle var. Ülkemizde ise 100 gr ekmekte 1,75 gr tuz bulunurken son düzenlemelerle 1,5 gr'a düşürüldü. Böylelikle 400 gr'lık ekmekte 1 gr azalma oldu. Ülkemizdeki tuz tüketiminin %35'ini ekmek, %30'unu yemek pişerken katılan tuz, %20'sini hazır gıda, %10'u sofradayken yemeğe eklenen tuz oluşturuyor. Hazır gıdaların içerisinde de en fazla tuz barındıran zeytin ve peyniri aşırı tükettiğimiz için Dünya Sağlık Örgütü standartlarının üzerindeyiz." şeklinde konuştu. Sağlık Bakanlığı tarafından alınan tedbirler ile ülkemizdeki günlük tuz tüketiminin 14,8 grama gerilediğini belirten Prof. Dr. Altun, "Bir gramlık azalma dahi hastalık riskini aşağı çekiyor. Ülkemizdeki tuz tüketimi 6 gr azaldığı zaman inmeye bağlı ölümlerde yaklaşık %20-25, kalp krizine bağlı ölümlerde ise yaklaşık %10-15 azalma görülmesi öngörülüyor." dedi. Aşırı Kısıtlamayın Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği günlük 6 gr tuz tüketiminin altına düşmenin de sağlıklı olmadığını belirten Prof. Dr. Altun, "Özellikle agresif tuz diyeti yapan yaşlı insanlar, aynı zamanda çok su tüketmektedir. Bu da kandaki sodyum değerlerini düşürmektedir. Böyle durumlarda neticesi komaya varan ciddi sağlık sorunları olabilir." ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Altun, "İçeriğinde sodyum barındıran kaya tuzunun sağlıklı olarak gösterilmesinin bilimsel bir dayanağı yoktur. Tuzun zararlı kısmı olan sodyum, kaya tuzunun da temel yapısını oluşturmaktadır. Bu yüzden günlük 6 gr üzeri kaya tuzu tüketimi zararlıdır. Daha derinden çıkarıldığı için fiyatı da normal tuzlara göre 3-4 kat daha fazladır. Evden normal tuzu çıkararak yerine kaya tuzu koymak daha sağlıklı beslenildiği anlamına gelmez.
Beyinde tat mekanizması 3 haftada değişir. Bu yüzden tuz tüketimini birden düşürmek yerine yavaş yavaş aşağı çekmek daha rahat olur." dedi. Prof. Dr. Altun, tuz tüketimini azaltmak için şu tavsiyelerde bulundu:Taze ve tuz eklenmemiş besinler yenmelidir. Yemeklerin tadına baktıktan sonra gerekirse tuz eklenmeli, sofralara tuz konulmamalıdır. İçeriğinde yüksek tuz barındıran zeytin, peynir, turşu gibi salamura besinler ile konserve besinler çok az tüketilmeli, aşırı tuzlu iseler suda bekletilmelidir. Hazır besinler satın alınırken etiketleri kontrol edilerek az tuzlu olanlar alınmalıdır. Yemeklerin lezzeti nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen, limon gibi besinlerle artırılmalı tuz kesinlikle kullanılmamalıdır. Yemek, ev dışında yenecekse az tuzlu besinler yenmelidir.
Prof. Dr. Altun, "İçeriğinde sodyum barındıran kaya tuzunun sağlıklı olarak gösterilmesinin bilimsel bir dayanağı yoktur. Tuzun zararlı kısmı olan sodyum, kaya tuzunun da temel yapısını oluşturmaktadır. Bu yüzden günlük 6 gr üzeri kaya tuzu tüketimi zararlıdır. Daha derinden çıkarıldığı için fiyatı da normal tuzlara göre 3-4 kat daha fazladır. Evden normal tuzu çıkararak yerine kaya tuzu koymak daha sağlıklı beslenildiği anlamına gelmez.
Beyinde tat mekanizması 3 haftada değişir. Bu yüzden tuz tüketimini birden düşürmek yerine yavaş yavaş aşağı çekmek daha rahat olur." dedi. Prof. Dr. Altun, tuz tüketimini azaltmak için şu tavsiyelerde bulundu:Taze ve tuz eklenmemiş besinler yenmelidir. Yemeklerin tadına baktıktan sonra gerekirse tuz eklenmeli, sofralara tuz konulmamalıdır. İçeriğinde yüksek tuz barındıran zeytin, peynir, turşu gibi salamura besinler ile konserve besinler çok az tüketilmeli, aşırı tuzlu iseler suda bekletilmelidir. Hazır besinler satın alınırken etiketleri kontrol edilerek az tuzlu olanlar alınmalıdır. Yemeklerin lezzeti nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen, limon gibi besinlerle artırılmalı tuz kesinlikle kullanılmamalıdır. Yemek, ev dışında yenecekse az tuzlu besinler yenmelidir.