Selülitle Nasıl Savaşabiliriz?Östrojen seviyesi yağ birikimini ve selülit oluşumunu arttırmaktadır. Emsey Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Aysu Bekci konuyla ilgili görüşlerini aktarıyor.
Genetik yatkınlıkların yanı sıra hareketsizlik, hamilelik, yaşa bağlı bağ dokudaki zayıflamalar, fazla kilo, kilodaki ani değişiklikler, yağ ve karbonhidratın gereğinden fazla alımı, aşırı tuz, kahve,alkol ve sigara tüketimi ve liften fakir diyet selülit oluşumunu tetiklemektedir. Selülit oluşumunu engellemek ve var olan portakal kabuğu görünümünü hafifletmek için, en etkili tedavi yöntemlerinden biri de doğru beslenme alışkanlıkları kazanmaktır. Tıpkı bazı gıdaların selüliti tetikleyici etkisi olduğu gibi, bazılarının ise selülitle savaşmada oldukça etkili oldukları kabul edilmiştir.
İşte selülitlerle başa çıkmada beslenmenin püf noktaları :Basit karbonhidrattan uzak durun!Çay şekeri, beyaz un ve beyaz undan yapılan yiyecekler, pirinç, beyaz ekmek gibi basit karbonhidratları beslenmenizden çıkarın. Tam buğday veya çavdar unu, esmer pirinç, tam tahıllı makarna ya da diğer tam tahıllı yiyecekler uzun süre tok tutan enerji kaynaklarıdır. Böylece size selülit olarak geri dönecek şekerli, tuzlu, yağlı abur cubur ihtiyacını önleyebilirler. Ayrıca antioksidan özellikleri sayesinde vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını sağlar ve bu şekilde selülit savaşında önemli bir yardımcı olarak öne çıkarlar.C vitamini kaynaklarına beslenmenizde yer verin!Portakal, greyfurt ve limon benzeri tüm turunçgiller selülitle savaşta yardımcı olabilecek meyvelerdir. Vücudumuzda biriken yağ hücreleri, cildin kollajen lifleri denilen ağ tabakasını zorlayarak cildin yüzeyine yaklaşır ve selülit görünümü ortaya çıkar. İşte turunçgiller, içerdikleri bol C vitamini ile kollajen liflerini güçlendirir ve bu ağın yağ yüzünden çukurlaşmasını zorlaştırır. Ayrıca kan dolaşımını da iyileştirirler.
Lifli yiyeceklere, taze meyve sebzelere öğünlerinizde yer açın!
Hazır gıdalardan, işlenmiş yiyeceklerden uzak durmaya çalışın. Beslenmenize ve yaşam biçiminize özen göstererek selülitli görünümü azaltabilirsiniz ancak şu an için selülit problemini kökten çözmenin mümkün olmadığını unutmayın. Faydalı olmaktan çok para tuzağı olan kimi ürün ve hizmetlere karşı dikkatli olun.Uzun süreli şok diyetlerden kaçının!Yaz yaklaşıyor diye şok diyetler yapmak oldukça sakıncalıdır. Ciltte sarkmalara ve selülite neden olan, bilinçsizce yapılan şok diyetler yerine; ideal kiloya kavuşmak için diyetisyen kontrolünde doğru beslenme alışkanlıkları kazanmayı tercih edin.Günde 2-2,5 lt. su tüketin!Kazanılması gereken beslenme alışkanlıklarının başında su tüketimi yer almaktadır. Gün boyu yeterli miktarda su tüketimiyle kan dolaşımı sağlanmakta ve vücutta ödemin oluşması önlenmektedir. Bu şekilde vücutta su toplanmasının ve sarkmaların önüne geçerek, selülit oluşumunu da engelleyen su, günde en az 2–3 litre olarak alınması gereken sıvının büyük çoğunluğunu oluşturmalıdır.Günde 1 fincan yeşil çay tüketin!Metabolizmayı hızlandırdığı ve yağ emilimini engellediği bilinen yeşil çay ne zamandır forma girmek ya da sağlığını korumak isteyenlerin favori içecekleri arasında. Şimdilerde yeşil çay selülitin yol açtığı portakal kabuğu görünümüne iyi gelen içeceklerden biri olarak kabul ediliyor. İçerdiği teobromin ve kafein maddeleri, vücutta depolanmış olan yağın çözülmesine yardımcı oluyor.Sağlıklı yağlar tercih edin!Balık ve balık yağı, kolojen sentezini destekleyici yapısı nedeniyle cilde elastikiyet verir ve vücudun sıkılaşmasını sağlar. Ayrıca somon, ceviz, badem ve zeytinyağı elzem yağ asitlerinden zengindirler. Bu besinler, cilt dokusunun onarılmasında kullanılmaktadır.Kan dolaşımınızı hızlandırın!Haftada en az 3 gün 45 dk – 1 saatlik düzenli tempolu yürüyüşler veya egzersizler yapın. Günde 10 dakika fırça veya eldiven yardımıyla dairesel ve kalbe doğru hareketlerle, selülitli bölgelerinize masaj yapın. Kan dolaşımınızı hızlandırın.
KADIN
30 Mayıs 2016 - 11:41
Selülitle savaşma vakti
Selülit; deri altında düzensiz ve aşırı yağ birikimi ile oluşan bir dolaşım bozukluğudur. Sıkışmış yağ hücrelerinin vücutta yarattıkları hoş olmayan bu görüntünün erkeklerden ziyade kadınların korkusu olma nedeni, kadınlarda östrojen seviyesinin yüksek olmasıdır.
KADIN
30 Mayıs 2016 - 11:41