Sait Faik hikâyelerinde küçük hayatları, emekçi insanları, arka sokaklarda kenarda, köşede kalmışları anlatırdı. İyilik ve kötülük; ezen ve ezilen el ele eski bir İstanbul kaldırımında, uzak bir kasabada ya da balık kokan Burgazada’da çıkıverir karşımıza.Hikâyenin Biçimini DeğiştirdiŞiirin geleneksel biçimi Orhan Veli tarafından değiştirildiği yıllarda Sait Faik de öykünün biçimini değiştiriyordu. Öykünün biçimi yenilenerek “özgür koşuk” benzeri “özgür hikâye” yaratılmıştı. Fakat Sait Faik’in öyküdeki bu değişikliği gerçekleştirirken Orhan Veli’ye göre bir dezavantajı vardı. Orhan Veli yıllar öncesinde Batı şiirinden etkilenerek gelişip, dönüşmeye başlamış olan bir şiir altyapısının üstüne bir yenilik getirmişti fakat; Sait Faik’in hikâyeciliğin biçimini değiştirirken kendinden önce gelen öykücülerin hiç birinden faydalanma şansını bulamamıştır.Sait Faik Orhan Veli ile birlikte.
Sait Faik Alemdağ’da Var Bir Yılan kitabında, içindekileri hikâyelerinde anlatabilmek için daha önce yapmış olduğu yeniliklerin kafi gelmediğine karar vermiştir. Bunun üzerine yeni biçimler keşfetmeye yönelmiş bir çeşit karşı-hikâye biçimini bulmuştur.Yeni Bir Hikâye DiliSait Faik’in ilk dönem hikâyelerinde cümleler alışılagelmiş, süsten uzak, konuşma dilinin kıvraklığından ve canlılığından uzaktı. İkinci döneminin ilk kitabı olan Lüzumsuz Adam’la içinde argo ve küfür bile olan halk dilini öykülerinde işlemeye başladı. Bununla birlikte ilk dönem kitaplarından olan Semaver ’de üç devrik cümle, Sarnıç’ta yine üç devrik cümlesi varken, Lüzumsuz Adam, daha ilk hikâyesi bile sekiz devrik cümle barındırıyordu. Sait Faik Lüzumsuz Adam’da “ve ”ye savaş açar ve bu böyle devam eder. Lüzumsuz Adam’da yer alan 14 hikâyeden sadece 5’inde “ve” vardır, onlar da 7 tanedir. Sait faik halk dilini kullanmaya başladığı yazılarında durgunluktan ve sıradanlıktan kurtulmuş olur. Sait Faik öykü diline aynı zamanda yeni benzetmeler de getirmiştir. Faik’in çocuklardan bahsederken meyvelerden veya yenebilecek başka maddelerden esinlenerek yaptığı benzetmelere, “…yeşil üst kabuğu düşmüş bir ceviz esmerliğiyle esmerdi…“ (“ipekli Mendil”) cümlesi iyi bir örnektir.
KÜLTÜR SANAT
06 Ağustos 2015 - 09:42
Sait Faik'in Hikâye Dili
Sait Faik hikâyelerinde küçük hayatları, emekçi insanları, arka sokaklarda kenarda, köşede kalmışları anlatırdı. İyilik ve kötülük; ezen ve ezilen el ele eski bir İstanbul kaldırımında, uzak bir kasabada ya da balık kokan Burgazada’da çıkıverir karşımıza.
KÜLTÜR SANAT
06 Ağustos 2015 - 09:42