Saray'dan Önemli Açıklamalar

TAKİP ET

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda son zamanlardaki terör olayları ile ilgili açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, son zamanlarda yaşanan terör olayların ve neticesinde yapılan operasyonlar hakkında yaptığı açıklamada Cizre'de yaşananlara da değindi. İbrahim Kalın, Cizre'de gerçekleşen operasyonlara yönelik gelen eleştirilere ABD'de geçen yıl yaşanan Ferguson olaylarını örnek gösterdi. İbrahim Kalın'ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gündeme ilişkin yaptığı açıklamalardan satır başları:

Terörler mücadele etkin ve kararlı bir şekilde sürdürülecektir. Kanun dışı yollarla toplumsal olaylar yaratmak sadece terör örgütünü sevindirir. Halkımızın bu yönde hareket etmesini diliyoruz. Bu konu büyük önem arz ediyor bizim bu zor imtihan döneminde kalleşliği, ihaneti değil sevgiyi, huzuru çoğaltmamız gerekiyor…

Diyarbakırlı, Hakkarili, İstanbullu, Batmanlı, İzmirli fark etmez güven içinde yaşanması için el birliğiyle çalışıyoruz.

Terör örgütünün özellikle Cizre'de yaptığı olaylara hiç bir yerde müsaade gösterilemez.

FERGUSON'U DÜŞÜNÜN

Çok abartılı yalan yanlış haberleri görüyoruz, duyuyoruz. Böyle bir güvenlik zaafiyetinin ortaya çıkmaması için güvenlik güçlerimiz kanunlar içerisinde gerekeni yapmıştır.

Ferguson'u düşünün. Orada güvenliği sağlamak için nasıl önlem alındığını gördük ki orada hendek kazanlar, tuzak kuranlar yoktu.

[colored_box color="eg. blue, green, grey, red, yellow"]

ABD'nin Missouri eyaletine bağlı Ferguson kentinde Ağustos 2014'te Michael Brown (18) isimli silahsız gencin polis tarafından vurularak öldürülmesinin ardından başlayan protesto gösterileri, kısa süre içinde diğer kentlere de yayılmıştı. Özellikle siyahlara yönelik polis şiddetinin protesto edildiği eylemlerde güvenlik güçlerinin dönem dönem sert müdahalelerde bulunması kamuoyunda tepkilere neden olmuştu.  [/colored_box]

Teröre hayır, kardeşliğe evet etkinliği çok önemlidir…

Terör propagandalarına destek veren mecralar bulunmaktadır. Terör ne kadar suçsa, terörizm yüceltmek, romantize etmek, şirin göstermek de suçtur. Birçok AB ülkesinde terör propaganda yapan mecralarla ilgili yasa çıkarılmıştır. Terörizmi yüceltmek ve övmek suçlarından 19 kişi İspanya’da tutuklanmıştır. Terörü öven, açıklamalarda bulunan kişilerle ilgili hukuki işlemler yapılmaktadır yurtdışında. Batı basınında özellikle son derece yanlı yayınların yapıldığını görüyoruz. DEAŞ’la mücadele etmek bahanesiyle terörü romantize etmek kabul edilemez.

Avrupa’da yanlı yayınlar yapılıyor. Terörler mücadeler ederken propagandaya karşı da gerekli tedbirleri almak zorundayız…

MÜLTECİ KRİZİ

Mülteci krizi var maalesef Aylan’ın yürek burkan fotosundan sonra tekrar bir krize doğru gidiyor Mülteci krizi çözülür diye umutlandık bir hayat alanı tanınması için adım atılır sandık, bu ümidi muhafaza ediyor. Bu mültecilere kapıları açın çağrıları memnuniyet vericidir. Ama onlarca kişi dün yine hayatını kaybetti. Bu insanlık adına utanç verici bir durumdur. 2 milyon mülteci aldık ülkemize. Bu yükü taşımak bizim için bir şereftir. Devlet kurumlarımızdan, iş adamlarımız, vatandaşlarımız bu insanlara gönüllerini açtılar. Bu insanlık adına yüz ağartıcı bir tablodur. Avrupa ülkeleri hala 20 bin mülteci alalım mı almayalım tartışmaları yapılmaktadır. Avrupa kurumlarının da bu mülteci krizinin sonlanması için adım atılmasını bekliyoruz.

Suriyeliler nereye gitmek isteniyor diye soruluyor. Suriyeliler sadece kendi ülkelerine gitmek istiyorlar ama savaşsız bir Suriye’ye gitmek istiyorlar.

SORULAR VE CEVAPLAR

Suriye’de sınırında terörden arındırılmış bölge çalışmaları… Birden fazla bölge çalışması mı yapılacak? Mülteci krizinden sonra görüşlerimizin ne kadar haklı olduğunu anladık. Orada terörden arındırılmış bir bölgenin oluşturulması konusunda hem fikiriz. Eğit – Donat projesi de Suriye rejimine destek vermek için başlatılmış bir programdır. Bu insanların eğitilmesi, gönderilmesi gibi askeri detaylar var ama çalışmalarımız devan ediyor…

Ak Parti kongresinden önce iddialar yansıdı. Binali Yıldırım’ın adaylığı konusunda imza toplandığı iddiası… Bunlar dediğiniz gibi bir iddia. AK Parti’ye da kongresi hayırlı olsun, önümüzde seçim süreci var, bunlar iddialar, benim bir şey demem doğru olmaz…

Cumhurbaşkanı’nın meydanlara ineceği belirtiliyor… Bu meydanlara inme ifadesi kodlu bir ifade haline geldi, halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var şu anda. Milletimizin her kesimiyle kucaklaşmasıdır. Bazen muhtarla buluşma olur, hitap şeklinde olur, vatandaşlar buluşma şeklinde olur. Biz cumhurbaşkanımızın  halka buluşmasını siyasi faaliyetin içinde yansıtılmasını biz çok yanlı olarak değerlendiriyoruz. Halkın içinden gelmiştir, siz onu taksicilerle çay içerken görürsünüz, bazen vatandaşlara hitap ederken görürsünüz. Böyle bir liderin bu tür eleştiriler ve değerlendirmeler var diye halkla teması kesmesini bekleyemeyiz. Halkımız seçmiştir, halkımızla iç içedir, buluşmaya görüşmeye devam edecektir. Yurt içi olur yurt dışı olabilir.

Doğan Grubu’na yapılan soruşturmalar… Hukuki süreçle ilgili benim yorum yapmam doğru olmaz, bir gerekçelerini görelim. Tabloyu net görmekten sonra değerlendirmek yapmak daha isabetli olur diye düşünüyorum.

Erdoğan’ın yurtdışı programları.. G20 çerçevesinde Brüksel’e bir ziyareti planlanıyor. Ülkemize de ziyaretler edecek, ediyor. G20 için cumhurbaşkanımız özel bir mesai harcıyor. Biz standart ekonomi kalkınma gibi konular dışında sıcak konuları da ele alacağız. Terör, mülteci krizi gibi…

Nokta Dergisi’nin kapağı.. Cumhurbaşkanına hakareti basın özgürlüğü saymak dünyanın hiçbir yerde yoktur.  Asla ifade özgürlüğü ile ilişkilendirilemez. Terörle mücadele sürecinden geçiyoruz. Küçük siyasi puanlar yapmak için siyaset değildir. Şahsına veya ailesine saldırmak gazetecilik değildir başka bir şeydir. Her gün cumhurbaşkanlığı makamına saldırarak bunları kimse basın özgürlüğü olarak adlandırmasın. Eleştiriyle ilgili hiçbir sorunumuz yok. Kişilik cinayetine kimlik cinayetine yönelmeden eleştiri yapabilirsiniz. Her türlü görüş ifade edilebilir. Ama bazen öyle şeylerle karşı karşıya kalıyoruz teröristle onunla mücadele edenin aynı kefeye konulduğu şeyler görüyoruz.  Burada bu süreçte herkesin üzerine görev düşmektedir.