Dikkat: Bir Yumak Mutluluk Var.!

TAKİP ET

Gönül Özkubat'ın Dikkat: Bir Yumak Mutluluk Var.! isimli yazısı...

Sevginin en saf halini yakalamaya ne dersiniz? Mesela dünyanın 7 harikasından 2’sini desek..? Bu ikiliden birinci sırada olanına sadece gülümsediğinizde, ikinci sırada olanının başını okşadığınızda bugüne kadar görmediğiniz (hiçbir hediye de) bir bakış görürsünüz. Dünyaya sevgiyle bakan, türler arasında ara buluculuk yapan muhteşem varlıkları kastediyorum. Kimlerden mi bahsediyorum.? Tabii ki de evimizin, sokağımızın mutlu yumurcaklarından, her daim kapımızda hazır olan karşılama komitesinden... Bilenler bilir bilmeyenler için söyleyelim, her ikisi ile de paylaşılan sevgilerin en safıdır en karşılıksız olanı ve en güzelidir… Şifa niyetine sevilir, öpülür, koklanır bunlar :) Ömür boyu sürecek bir aşkın tek sahipleridir; Çocuklar ve Hayvanlar… Sevgiyi katışıksız dupduru yaşayan, en derinden çıkartıp veren, yeryüzünü kendi gibi olmayanla paylaşmayı bilen, minicik yüreklerinden sıcacık sevgiler yağdıran, şefkatli, yumuşacık, sevecen, hayatla dans eden, gülen eğlendiren, saf temiz hayatın güzelliklerini evinize getiren… Veeee kalbinizdeki huysuzu, ajan olmadan seven eşsiz varlıklar: Allah’ın biz insanlara verdiği en güzel hediyeler.! Çocukları ve hayvanları sevmenin tadına varanlar bu aromayı başka hiçbir tatta alamazlar. Kalpleri güzelleştirir, sevgileriyle ışık saçarlar, adeta pervanelere dönersiniz, hep onları sevmek istersiniz. Bu küçük mutluluk sırları hayatımızı değiştiren sihirbazlar gibidirler hatta çocuklar ve hayvanlar deyim yerindeyse şerbet kazanına düşmüş gibi zaten ayrı ayrı çok tatlılarken birleşince neredeyse tatlılıktan tansiyon yükseltecek kadar devasa bir etki yaratırlar... Misal hepinizin yüreğini şeker gibi eritecek potansiyele sahip olabiliyorlar bir anda... Kim ne derse desin herkesi seven kocaman birer kalpleri var... Zor zamanlarda teselli bulacağınız en iyi arkadaştırlar... Deneyin... Gözlemleyin... Bırakın içinizde olan dışarı aksın, kaynağına yaklaşın ki merhameti görebilin... Üstelik hiçbir maliyeti yok, beş paket çikolata yemişsiniz hissi de cabası :) Peki ama tüm bu ahenge ve bu bütünlüğe rağmen ‘’çocuk ve kedi’’, ‘’çocuk ve köpek’’, genele vuracak olursak ‘’çocuk ve hayvan’’ ikilisi anne babalarca neden yan yana gelmemesi gereken iki varlık olarak görülüyor? Mesela neden yıllarca aynı evi paylaşmış bir kediyle sırf hamile kalınca anne adayları ’’bebek içeri-kedi dışarı’’ mantığına yapışıp kalıyor? Bundan daha da kötüsü, okumuşu okumamışı cahili akıllısı çocuklarına günde bimilyon kere kedi pistir dokunma..! Köpek tehlikelidir yaklaşma cümlelerini sıkça ve bolca niçin kullanıyorlar? Bu kadar olumsuz düşünme ve bakış açısının olduğu bir yerde çocuklarla hayvanların dostluğunu nasıl bir araya getireceğiz? Bu zihinlerdeki ezberlenmiş öğretileri nasıl sileceğiz? Bakın  kandırmıyorum, tüm samimiyetimle söylüyorum kediler pis değillerdir hele nankör hiç değillerdir. İnanın bana etrafınızdaki bir çok insanın kötülük kokan kalplerinden daha temizdirler. Hadi bunlar bizim gönül rehberimizin söyledikleri birde bilimsel açıdan baktığınızda, bize göre doğal size göre hayli şaşırtıcı bulacağınız sonuçlarda var elbette. Mesela Dünya Sağlık Örgütünün araştırmasına göre bir kediyle büyüyen çocukların diğer çocuklara oranla bağışıklık sistemlerinin çok daha güçlü olduklarını ve hastalıklara karşı dirençlerinin arttığını, diğer canlıların ne düşünüp hissettiklerine karşı daha duyarlı olduklarını ayrıca kedilerin taşıdığı bazı bakterilerin kansere karşı yakalanma riskini de düşürdüğünü, Alzheimarla savaşmada ise birebir olduklarını, kollestrolün temel sebeplerinden biri olan trigliseridi düşürdüğünü, kedilerin çıkardıkları o muhteşem melodilerle(mırrrrr) kalp basıncını düşürerek tansiyona iyi geldiğini, otistik çocuklara yara bandı olduklarını kalp krizine yatkınlığı %40 lara kadar düşürdüğünü, stresin ilacı depresyonun merhemi veee en en eeeen ihtiyacımız olan sevgi açlığımızı bir kediyi okşayarak sevgi hormonu denilen oxytocin’in vücudumuzdaki miktarını artmasına sebep olduğunu bilseydiniz yine de kedilere pis der miydiniz acaba? Yoksa hergün kullandığınız metroları, yürüyen merdivenleri, kapı kollarını,dokunmaya mecbur olduğunuz hatta binlerce insanın elinin değdiği paraların nasıl pis olduklarını mı hatırlatalım size?.. Tabi bunlar müthiş hijyenli oldukları için bir kediye yada köpeğe dokunmaya çekinmenizin anlaşılabilir olabileceğini söyleyebiliriz o zaman :) Gelelim köpeklerin tehlikeli olmasına… Sokağımızın masum ışıltıları köpekler.. Ahh o kestane gözlerdeki eşsiz pırıltı yok mu... insanın başını döndüren cinsten... bu mucizevi varlıklar nasıl tehlikeli olabilir? Olsa olsa yüksek dozda ilgi ve sevgiden insanı sarhoş ederler;)) Sokaklarda yaşayan hiçbir hayvan onları tehlikeli gören zihniyetten daha tehlikeli değillerdir. Biraz etrafınıza bakın lütfen... Hayvan insan demeden tecavüz eden, yakan, yıkan, kurşunlayan tekmeleyen acılarına çığlıklarına aldırmadan kesen yok eden kendi hemcinslerimiz varken ve aynı sokağı, caddeyi ve hatta aynı apartmanı paylaşırken bir köpeğe tehlikelidir demeniz pek de adilce olmuyor bence. Hassasiyet burada. Asıl siz bu ve bunun gibi potansiyel caniler yüzünden hem kendiniz adına  hem çocuklarınız adına tedirgin olmalısınız. Altı üstü bir canımız var nede olsa... Daha da ileri gidelim madem hani o çocuklarımız okula gidemiyor her taraf köpek dolu, korkuyorlar deyip şikayetçi olduğunuz bu köpekleri ulu orta zehirleyen ve iç organlarını parçalamak suretiyle can çekişe çekişe ölmelerine sebep olan insanlara ne diyeceksiniz? Hadi bu köpekleri zehirleyerek öldürdün yaşam haklarını ihlal ettin ve hayatlarını çaldın, peki hiç aklınıza gelmiyor mu yarın sokakta çocuklarınızın bu zehirlere dokunacağını  ve de ne olduğunu anlamadan ağızlarına götürebileceklerini.?!.. Sonunu düşünmek bile istemiyorum... Kanım donuyor. Bakın sevmediğiniz bir canlının hayatını yok ettiğinizde, sevdiklerinizin de elinizden kayıp gideceğini artık öğrenmek zorundasınız... Yok biz böyle iyiyiz diyorsanız peki. Ama biz böyle iyi değiliz yani bilinde... Yelpazenin birde diğer kısmı var... Çocuklarına sert davranan hatta şiddet uygulayan anne babaların şiddeti öğrenen evlatları da gidiyor kendinden güçsüz olan üzerinde güç gösterisi yapıyor ve ne yazık ki bu çoğu kez bir hayvan üzerinde oluyor. Bu çocuklar daha sonraları birer yetişkin olduklarında toplumda huzur bozucu olaylara karışıyorlar. Hani o şikayet ettiğiniz vicdansız, vurdumduymaz, sorumsuz insanlar bir anda oluşmuyorlar işte böyle böyle çoğalıyorlar. Hepsinin temeli sevgisizlik.! Zorlu ama zevkli bir yolculukta, savaşmakta olduğunuz düşman aslında kendinizsiniz. Aklınızdaki korkuların kaygıların yarısını silmeyi başarırsanız çocuklarınızla beraber yepyeni bir kulvara geçebilirsiniz. Korkuları yenip artık güzel bir toplum oluşturma zamanı sizce de gelmedi mi? Sizler korktuğunuz ve bu korkuyu çocuklarınıza öğrettiğiniz için çocuklar hayvanlardan korkuyorlar. Halbuki çocuklar niçin korksun? Onların doğasında yok ki bir kere korkmak. Onlar dümdüz severler sevgide üç eksik beş fazla olmaz onlarda. Çocukların genelinin hayvanlara karşı ilgisi ve sevgisi çok yoğundur mesela bunu küçücük çocukların bir kedi ya da köpek ile karşılaşma anlarında dokunma sarılma tutma coşkusunu çıldırmış gibi sevme arzusunda da görebilirsiniz... Keyif vericidirrr... Yüzünüze gülücük kondururlar adeta... Çocuklar ve hayvanlar birbirinden ayrı olmamalılar tam tersine doğal hayata evrensel bir uyum getirmeleri nedeniyle bir arada yaşamalılar. Adım adım ufukları gelişmeli her paylaşımda yeni deneyimler keşfetmelidirler. Güzel insanlar, arkadaşlarrr lütfen çocuklarınıza hayvanlardan korkmayı değil sevmeyi öğretin... Çocuklarınıza hayvan sevgisini tattırın birlikte büyümelerine izin verin... Güzel mi çirkin mi ayrımına sokmadan şeklini tipini cinsiyetini ne olduğunu sorgulatmadan tüm canlılara şefkatle sevgiyle eşit bakış açısıyla yaklaşması gerektiğini anlatın, nefes alan her canlının bir değer olduğunu kendi başlarına değerli olduklarını gösterin. Gelecek temiz nesiller istiyorsak toplumun mutluluğu adına iyi birer fertler yetiştirmeye katkı sağlayın. Sonuçta vicdan gelişimidir insanı insan yapan nasıl iyi insan olunurun yolunu açın. Yumuşaklık, hoşgörü, sevgi, takdir etme onurlandırma gibi bazı değerlerin ölmeye yüz tuttuğu günümüz dünyasında örnek olacak basit bir formülle olayı taçlandırın ve sevgi paydasını artırın; alın çocuğunuzu yanınıza sokaklara çıkın artan yemeklerinizi çöp kenarlarına birlikte bırakın,boşalan su kaplarını birlikte doldurun bir kediyi sevin sevdirin,bir köpeğin patisini tutun başını okşayın çocuklarınızın da dokunmalarına izin  verin... Bırakın sevgi köprüsünü kendi aralarında kursunlar. Böylesi etkileyici bir varlığa yakın olmak hafife alınmamalı tam tersine buna minnet duyulmalı çünkü kalplere verilen en güzel sevgidir hayvan sevgisi.! Düşünün bu çocukları büyüdükleri zaman başkasının sorunlarına duyarlı, empati yapabilen sorumluluk duygusu gelişmiş, toplumsal sorunlara sırtını dönüp gitmeyen tam tersine sorunları kucaklayan, bu dünyayı kendi türünden olmayanla paylaşmayı bilen yardım eden yüce gönüllü insanlar olup çıkmışlar..Kalplerini akıllarını ruhlarını en sıradan görünen eylemlerine dahi yansıtmışlar..nezaket ve şükran duyguları çok yüksek fertler olmuşlar. Bu toplum iyi insanları hak ediyor gerçekten, o yüzden iplik iplik sevgi dokuyalım sevgi alalım sevgi verelim.. Lütfen vicdanımızı evimizin başköşesine koyalım. İyi insan vicdanına, akıl ve niyet gücüne çok ihtiyacımız var. Zaten bu dünya hep iyilerin hatırına dönüyor. Lütfen iyiler kendilerine iyi baksın isterlerse egoları tavan yapsın bastıkları toprak olurum, ezip geçsinler sesim çıkmaz sırf bu nedenden dolayı bile hepsinin önlerinde saygıyla eğilirim. Asıl olan hiçbir canlıya zarar vermeden yaşamayı becerebilmektir. Şu hayatta teşekkür etmeye doyamayacaklarımda, çocuklarına can sevgisini aşılamayı başaran  ‘’veeee sonsuza kadar mutlu yaşadılar’’ ı söylememize izin veren anneler babalar öğretmenler ailelere vicdan reformuna katkı sağladıkları için hepsine ayrı ayrı gönül dolusu teşekkürler nede olsa vefa borcumuz var… Onlar iyi ki varlar, sağ olsunlar, var olsunlar, hep olsunlar, bir olsunlar…. Sadece iyi insanlar diğerlerinden üstündür… Alın bunu da kalbinizin üstüne takın.! Yüreğinizin değdiği yerlerde sevginin canlandığına şahit olmak adına, mama veren eller çok, seven eller bol; mama verdikleriniz hep iyi olsun. >^.^<