Cavide Hanım Geldi, Cavide Hanım!

TAKİP ET

Öncelikle yeni yılınızı kutlayarak başlamak istiyorum

Öncelikle yeni yılınızı kutlayarak başlamak istiyorum. Geçen yılda o kadar acı, o kadar kayıp yaşadık ki, bu yeni yılda tekrarlanmamasını umut ediyoruz. Umutsuz yaşanmıyor değil mi? Evet, çok acılar yaşadık, çok kayıp verdik. Ankara’daki o vahşet, o dehşet anları canımızı, canlarımızı aldı. Teröre şehitler verdik, arkalarında gözü yaşlı evlatlar, eşler... Bunlar asla unutmayacağımız ve unutmamamız gereken acılar. Ancak içimizde bir yerlerde daima diri tutmamız gereken bir ateş var; umut... Acılar yaşasakta, kayıplar versekte her zaman daha iyi bir insanlık, daha iyi bir gelecek için umut etmemiz gerekiyor. Fakat şöyle bir dışarı çıkıyorum, uzaktan bakıyorum insanlara; o kadar depresif, o kadar ümitsizler ki... Sanki artık her şey siyah, asla güzel bir dünyaya, güzel bir güne uyanamayacaklar, asla bir daha gülemeyecekler... Bu hal bırakın kendilerinin umutlu insanların bile yaşam enerjisini çekip alıyor. Hayata her daim gülümsemek gerek. Elbette umutsuzluğa düşebiliriz ama bu ömür boyu süremez ya... “Sanki sen hiç bıkmadın bu hayattan?” diyorsunuz değil mi? Çok değil bir kaç hafta önce öyle anlardan birini yaşıyordum ve elime uzun zamandır bildiğim ama bir türlü okuma fırsatı bulamadığım bir kitap geçti; sevgili Şebnem Burcuoğlu’nun Kocan Kadar Konuş’u... Bir solukta bitirdim ilk kitabı, kahkahalar eşliğinde. Bu kadar doğal, bu kadar içten, bu kadar bizden bir kitap olamaz. İnsana yaşam enerjisi depoluyor resmen. Umutsuzluğa düştüğümde hayat felsefesi olarak belirlediğim iki filmim vardır, hemen onları takar arka arkaya izlerim. Biri “Silver Linings Playbook” diğeri ise “Stuck in Love”dir. Ama ilk defa bir umutsuzluk anında alışılmışın dışına çıktım ve Efsun’u hayatıma aldım, bende onun hayatına daldım. Sabahattin Ali ile olan o harika konuşmaları, Sinan’dan bahsedişi, hayatı tiye alışı... Şebnem Hanım Efsun’u alıştığımız Türk kızından farklı bir modelde çizmiş, hayat vermiş. O kadar güzel yapmış ki... Aslında Efsun’un bilindik bir Türk kızı olması değil, bizim hepimizin birer Efsun olabilmesi gerekiyor. Daha önceden bahsettim mi bilmiyorum ama pek yorum insanı değilimdir. Yani bir kitap ya da bir filmi yorumlarına bakarak okumam, izlemem. Ancak sonrasında ne kadar beğenildiğini öğrenmek için ara ara yorumlara bakarım. Beğenenleri daha çok olsa da kötü eleştiriler de vardı kitap hakkında. Özellikle şu eleştiri kalmış aklımda; “yazar her cümlede espiri yapmak için kendini zorlamış gibi” diyordu bir okur. Kendi taktiridir elbette saygımız sonsuz ama ben gerçekten böyle olduğunu düşünmüyorum ve size şunun garantisini verebilirim ne Şebnem Burcuoğlu ile bir tanışmışlığım ne de bir akrabalığım var. Ancak, bir kahve eşliğinde karşılıklı oturup konuşarak kendisinde Efsun’dan izler var mı diye öğrenmek isterim. Eleştiriye gelince de, bana soracak olursanız Şebnem hanım espiri yapmak için kendini asla zorlamamış, yazılan her cümle, her espiri bence tam yerinde. Bu Efsun’un hayata bakışı çünkü. O her şeyle dalga geçen –kendisi ile bile- biri. Ben Efsun’u o kadar çok sevdim ki... Elbette kitabı bitirince koşa koşa gidip filminin DVD’si kaptım, eve geldim. Çok büyük isimler var filmde; Nevra Serezli, Şebnem Sönmez gibi. Benim onlarla ilgili yorum yapmak haddime değildir. Ancak cast seçimi mükemmel. “Ezgi Mola ve Murat Yıldırım ne alaka” demişlerdi bir dönem. Piyasayı şöyle bir kafamdan geçirdim de filmi izledikten sonra Efsun ve Sinan karakterlerine uyan başka kimse yok be kardeşim. Oyunculuklar ve senaryo harika, çok keyifli ve tıpkı kitabı gibi insana yaşam enerjisi depolayan bir film. Ama ben burada da yazarımız Şebnem Burcuoğlu’ndan bahsedeceğim. Filmi izleyenler biliyordur belki, Selin karakterini canlandıran kişi Şebnem Burcuoğlu’nun ta kendisidir. Yani yazarlığın yanına ekledik mi bir de oyuncu kariyerini... Bugün filmin ikincisi beyaz perdede yerini aldı. İlki kadar keyifli olduğunu şimdiden söyleyebiliriz. Ben biraz geç kalmış olmanın verdiği acı ile hala “Kocan Kadar Konuş: Diriliş”i okumaktayım. Kitabı bitirdiğim gibi filme koşacağım. Efsun’un ailesini biliyoruz, sıra Sinan’ın ailesinde, sıra herkesi bezdirmeyi çok iyi başaran Cavide Hanım’da. Sıra sevgili Hümeyra’nın sanatını izlemekte... Efsun’un Cavide Hanım ile ilk karşılaşması sonrası kendince yaptığı yorum ile bitirelim yazıyı. Umutsuz kaldığınız anlarda size 4 film ve 2 kitap sundum bu yazıda, bir göz atın ve eğer söndürdüyseniz bu yeni yılın ilk gününde içinizdeki umut ateşinizi bir daha yakın.

“Sürprizi an, çomağı hazırla. Bir gece, ansızın giriverdi Cavide Hanım hayatımıza. Oysaki bu kadar yürekten çağırmamıştık kendisini.”

Kocan Kadar Konuş Kocan Kadar Konuş filmi Kocan Kadar Konuş: Diriliş Şebnem Burcuoğlu