Bitkisel Ürünler, Böbreklerde Kalıcı Hasar Oluşturuyor

TAKİP ET

Aktarlarda satılan bitkisel ürünlerle ilgili uzmanlardan önemli uyarı geldi.

Aktarlarda satılan bitkisel ürünlerle ilgili uzmanlardan önemli uyarı geldi. 

İnsanlar, grip, öksürük, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara yakalandığı zaman şifa bulmak amacıyla soluğu aktarda alıyor. Ancak aktarlardan şifa olsun diye alınan bu tür bitkiler, zamanla karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açıyor. Zayıflamak amacıyla kullanılan zayıflama çaylarının ise böbrek yetmezliğine ve uzun vadede de kansere neden olduğu tespit edildi. 

Türk Nefroloji Derneğinin düzenlediği '34. Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi' Antalya'da yapıldı. 18 - 22 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen kongreyi 1.200'den fazla katılımcı takip etti. Nefroloji, hipertansiyon, diyaliz ve transplantasyon ile ilgili konuların yer aldığı kongrede yerli ve yabancı bilim adamları, güncel konular ile ilgili yaptığı sunumlarla bilgi paylaşımında bulundu.

Türk Nefroloji Derneği Genel Sekreteri Siren Sezer ise "Obezite ile böbrek hastalıkları arasında sıkı ilişki var. Bitkisel ürünler ise böbreklere ciddi zararlar veriyor. İnsanlar obez olduğu zaman böbrek yetmezliği riski 3,5 kat artarken obeziteye yaklaşıldığında bu risk 7 kata kadar çıkıyor. Obezite, başlı başına önemli bir risk faktörü. Kendisini yenileme özelliğine sahip olmayan böbrek dokusu aşırı kilo karşısında daha fazla filtre yapmakta zorlanıyor. Bu da böbreğin erken yaşlanmasına yol açıyor. Erken yaşlanan böbrekte ise protein kaçakları zaman içerisinde artarak devam ediyor. Şu an toplumumuzda obez oranı %33'e ulaşmış durumda. Obezite ise gittikçe artıyor." dedi. 

Bitkisel ürünlerin böbreğe verdiği zarara da değinen Sezer, "Herhangi bir bitkisel üründen mucize beklemek doğru değil. Burada esas olan sağlıklı beslenmedir. Şu bitkisel ürünle böbreklerimi, şu bitkisel ürünle karaciğerimi kurtardım gibisinden reklamlar olsa da bu son derece sağlıksız. Bunların ciddi alerjik sorunları olduğu gibi karaciğer ve böbrek yetmezliğine yol açabiliyor. Uzun vadede kullanımı ise böbrek-üreter kanser riskini artırıyor." şeklinde konuştu. 

Türk Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Duman'da, "İnsanlar, hastalandıkları zaman doktora gidip ilaç tedavisi görmektense aktarlara gitmeyi tercih ediyor. Komşularının ne yiyip, ne içtiklerine dikkat ediyor. 2017 pazar payı 110 milyon dolar. 2020'de ise 180 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla bu pazar kaybedilmek istenmiyor. Bitkisel ürünler, ilaç sanayi tarafından kullanılsa da bir hammaddenin eczane rafına ilaç olarak gelebilmesi için gerekli süre 10 yıl. 100 molekül üzerinde çalışılsa da bu moleküllerden biri sadece ilaç olarak 10 yıl sonra eczane rafına geliyor. 10 yıl gibi uzun bir süreçle birlikte bitkisel ürünlerin ilaca dönüşmesindeki maliyet ilaç firmaları için ağır maliyetler içeriyor. Bunun yerine 3 tutam bundan 2 gram ondan şeklinde direkt hammaddeyi paketleyerek yatırım yapmadan direkt rafa koymak daha avantajlı görünse de sağlık açısından doğru değildir.

300 kişi üzerinde yapılan bir anket çalışmasında %15'inin bu bitkisel ürünleri direkt kullandığı ve 3'te ikisinin de doktorunu bilgilendirmediği ortaya çıktı. Ayrıca %50'lik kesim ne içtiğini bilmeden birisinin tavsiyesi üzerine kullanıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunların zararlı etkisi böbreklerde görülüyor." dedi. 

 

Aktar bitkisel ürünler böbrek ve karaciğer yetmezliği Antalya