14. İstanbul Bienali Çok Yakında

TAKİP ET

Carolyn Christov-Bakargiev tarafından Tuzlu Su: 'Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori' adıyla sunulmaya hazırlanan 14. İstanbul Bienali, 5 Eylül- 1Kasım 2015 tarihleri arasında ziyaretçileriyle buluşmak üzere.

İstanbul Bienali Çok Yakında Carolyn Christov-Bakargiev tarafından Tuzlu Su: “Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” adıyla sunulmaya hazırlanan 14. İstanbul Bienali, 5 Eylül- 1Kasım 2015 tarihleri arasında ziyaretçileriyle buluşmak üzere. İKSV tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Bienali, geçen bienalde olduğu gibi bu sene de kapılarını ücretsiz olarak açacak. Bienal mekânları arasında sadece Masumiyet Müzesi’nin girişi ücretli olacak. 14. İstanbul Bienali altmışın üzerinde sanatçıyı ve denizbilimci, hikaye anlatıcısı, matematikçi ve nörobilimciyi bir araya getiriyor. Bienal, ziyaretçileri, sanatçıları ve bilim adamlarını kolektif bir düşünme deneyinde bir araya getirecek. Düşüncenin alabileceği formlar matematikle, fenle, bitkilerle ve sanatla içi içe ve ortaklaşa araştırılacak. Aynı zamanda, okuma günleri, paneller gibi kamusal programlar ve film gösterileri de 14.İstanbul Bienali’nin içeriklerinden biri olacak. Carolyn Christov-Bakargiev 14. İstanbul Bienali’ni şöyle anlatıyor: “Tuzlu su dünyada en sık rastlanan maddelerden biri. Vücudumuzdaki sodyum da sinir sistemimizi oluşturan en önemli içerenlerden, bir anlamda hayati önem taşıyan bir sistemi çalıştırarak insanları hayatta tutuyor. Tuzlu su aynı zamanda dijital çağın en yıpratıcı maddelerinden biri. Akıllı telefonunuzu tatlı suya düşürürseniz onu kuruttuktan sonra büyük olasılıkla tekrar çalışacaktır, fakat tuzlu suya düşerse, kimyasal değişimler telefonun bozulmasına yol açabilir. 14. İstanbul Bienali’ni ziyaret ettiğinizde tuzlu suyun üstünde epey zaman geçireceksiniz. Mekânlar arasında, özellikle de vapurlarla yapılacak seyahatlerle, ziyaretçilerin sanatı deneyimleme süreleri yavaşlayacak. Bu da çok sağlıklı, çünkü tuzlu su solunum problemleriyle pek çok başka hastalığın iyileşmesine yardımcı olduğu gibi sinirleri de yatıştırıyor. Sergi, Karadeniz’deki Rumelifeneri’nden Yunan mitolojisinde Altın Post’u arayan İason önderliğindeki Argonotlar’ın geçtiği, sekiz bin beş yüz yıl önce bir su kanalı olarak açılmış dar ve kavisli bir fay hattı olan İstanbul Boğazı’na, oradan da Akdeniz’e doğru, Bizans İmparatorluğu’nun düşmanlarını sürgün ettiği ve Troçki’nin 1929’dan 1933 yılına kadar yaşadığı Büyükada’ya uzanacak. Bienalde, bazıları çok küçük olmak üzere sergilenecek 1.500’ün üzerinde eserin arasında ellinin üzerinde sanatçının yeni işlerinin yanı sıra denizbilimi tarihi, çevre çalışmaları, sualtı arkeolojisi, Art Nouveau, nörobilim, fizik, matematik ve teosofi tarihinden de yapıtlar yer alıyor.  Tarihsel açıdan projeler, nöronu keşfederek 1906’da Nobel Ödülü’nü kazanan Santiago Ramón y Cajal’ın 1870 yılına ait çizimlerinden, Annie Besant ve Charles Leadbeater’ın çığır açan soyut ‘Düşünce Biçimleri’ne (1901-1905), Aslı Çavuşoğlu’nun çok eski ve artık kaybolmuş bir Ermeni tekniğini yeniden yaratarak bir böcekten kırmızı boya elde ettiği yeni projesinden Troçki’nin Türkiye’de geçirdiği dönemden esinlenen William Kentridge’in çok kanallı yeni enstalasyonuna kadar uzanacak.”     Bienal, Karadeniz’den Marmara’ya kadar Boğaz çizgisinin her iki yakasında, su hattı boyunca; Beyoğlu’ndan Büyükada’ya, Rumelifeneri’nden eski şehir merkezi ve Şişli’den Kadıköy’e kadar meraklılarıyla buluşacak.

bilim 14. istanbul bienali bienal Carolyn Christov-Bakargiev denizbilimci Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori düşünmek film gösterimi hikaye anlatıcısı İstanbul kültür matematikçi nörobilimci okuma günleri