Türkiye'nin koalisyon tecrübeleri

TAKİP ET

Mertcan Yoldaş'ın "Türkiye'nin koalisyon tecrübeleri" adlı köşe yazısı.

8 Haziran 2015 sabahı Türkiye, yeni bir güne uyandı. Uzun yıllar süren tek partili hayat artık yerini bir koalisyon hükümetine bırakıyordu. Türkiye, bugüne kadar tek partili hükümetler de gördü çok partili koalisyon hükümetleri de. Hatta Türkiye, ‘bunlar birbiriyle anlaşamaz’ denilen partilerin koalisyon oluşturduğu dönemler de gördü. Öyle değil mi ama ‘Demokrasilerde çareler tükenmez’ olmalı. Avrupa’da ve tüm dünyadaki gelişmiş ülkelerde var olan koalisyon hükümetleri, onlar adına daha verimli ve çok temsilli bir yapı olabiliyorken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde (ben kendimi bildim bileli böyleyiz, ne ileri ne geri gidiyoruz) koalisyon tecrübeleri daha bir acıklı yaşanıyor. Bol çözümsüzlükçü koalisyon hükümetleri, bizde ne bir yaraya merhem olabiliyor ne de çok fazla dayanıklı olabiliyor. Bu aralar devam etmekte olan koalisyon çabalarına biz de biraz tarihsel açıdan bakalım istedik. İşte yakın tarihimizdeki koalisyon denemeleri… Türkiye, ilk ciddi koalisyon tecrübesini 1970’ler boyunca yaşadı. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş gibi siyasetçiler bu yıllarda yapılan koalisyon hükümetlerinde aktif rol aldılar. ‘Asla, bir araya dahi gelmezler’ denilen Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan bile bu yıllarda Türkiye’nin koalisyon tecrübesinin içinde yer aldılar. Tabi ki şunu da belirtmeden geçmeyelim ki, o zamanın siyasetçileri günümüze göre daha anlayışlı ve birbirlerine karşı daha müsamahakar haldeydiler. Bunu, o zamanlarda canlı yayınlarda açık oturum şeklinde yapılan münazara programlarında bile görmekteyiz. O zamanlar Türkiye daha bir demokratik ruha mı sahipti acaba? Burasının hesabını yapmak da pek tabii halka düşer. 1970’lerden sonra araya 1980’lerdeki ANAP’ın egemen olduğu tek partili hayat girdi. 1990’ların başında Turgut Özal’ın ölümünden sonra Türkiye, yeni bir koalisyon silsilesi daha yaşadı. 1990’lar boyu devam eden bu koalisyon hareketleri de yine ‘bir araya gelmezler’ denilen isimleri buluşturdu. Bunlardan en önemlisi Türkiye’deki Sağ ve Sol blokların uç tarafındaki iki parti DSP ve MHP’nin ANAP ile oluşturduğu üçlü koalisyon idi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti olarak değil ancak taban olarak bir zamanlar ülkeyi darbeye götüren iki bloğun en önemli isimleriydiler. Onların böylesi bir koalisyona girişmeleri başlı başına reformcu bir hareketti. 1970’ler ve 1990’lar boyu yaşadığımız bu koalisyon tecrübeleri bizlere önemli uyarılarda bulundu aslında. Bu uyarılardan en önemlisi, bizim ülke olarak siyasi kültürümüzün koalisyon hükümeti şeklinde iktidarın paylaşılmasına uygun olmadığı görülmüştür. Ancak çoğunluğunu 1980 ve 1990’larda doğan, büyüyen bir neslin oluşturduğu seçmen kitlesi 7 Haziran’da bir koalisyon hükümetine karar verdi. Bütün Demokrasilerde olduğu gibi Siyasilere de ya bunu uygulamak ya da görüşünü sormak üzere tekrar millete gitmek düşecek.