Terör Demişken

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Terör Demişken" isimli köşe yazısı...

Bu haftaki yazımı ‘Terör’ nedir? ne değildir? Konusuna hasletmek istedim. Kafamızda belli başlı bazı taşların oturması gerektiğini düşünüyorum. Önemli birçok olayı da zaman içinde unutabilme hastalığımız mevcut olduğundan köşemi bazı hatırlatmalar yaparak doldurmak istiyorum. Yorumu, yazının siz değerli muhataplarına bırakacağım. - İsrail, yarım asırdan daha fazladır Filistinde çocuk, kadın, yaşlı demeden insan katleder, bunun adı Terör değildir. - Rusya, yakın tarihte Çeçenistan’da, daha yakın tarihte Gürcistan’da birçok sivil katleder. Yaşam alanı-savaş alanı ayrımı yapmadan binlerce masum insan katleder, bunun adı Terör değildir. - Yakın tarihte Sırbistan, Bosna’da çocuk, kadın, yaşlı seçmeden kimlikleri sadece Müslüman ve ırkları slav olmadığı için binlerce insan katleder, bunun adı Terör değildir. - Daha geçtiğimiz Ramazan ayında Çin, Doğu Türkistan’da sırf İslam’ı yaşadıkları için binlerce aileye işkence eder, dini hayatlarını özgürce yaşamalarına engel olur. Hatta bu işkence görüntüleri internete düşer. İnsanın kanını dondurur ama bunun adı Terör değildir. - Mısır’da darbe hükümeti, binlerce masum insanı yargılamaya dahi gerek görmeden infaz eder. Sırf kendi tarafında değiller, kendi ideolojilerini benimsemiyorlar diye binlerce insanı hapse tıkar. Bunun adı Terör değildir. - Irak’ta Şii hükümeti 2004 yılından beri, İran’la ortaklaşa bir Şii planı oluşturur. Bunun dahilinde binlerce Sünni Müslümanı katleder. Sadece mezhebinden dolayı binlerce insan ülkede dışlanır. Bunun adı Terör değildir. - İngiltere, ABD ile beraber Irak’ta binlerce belki milyonlarca sivil katleder. Bununla beraber sömürgelerinin olduğu yerlerde otoritesine karşı çıkan herkese istisnasız türlü şiddetler uygular. Sanayi devrimini yaptığından beridir hammadde ihtiyacını karşılamak için dünyanın bütün mazlum halklarını kendine diz çöktürtmek için ne gerekiyorsa ama her ne gerekiyorsa yapar. Bunun adı Terör değildir. - ABD, Irak’ta binlerce masum insan, sivil, din adamı, katleder. Irak’dan çıktıklarında ABD askerleri arkasında binlerce gayrimeşru çocuk, onuru ve gururu zedelenmiş, tecavüze uğramış binlerce kadın bırakır. Afganistan’da, Sovyetlerle giriştiği mücadele nedeniyle ülkeyi yerle bir eder. Taş taş üstüne koymaz, bununla da kalmaz kendi vatanını koruyan ve korumak isteyen herkesi Terörist ilan eder. Başkan Bush çıkar: “Ya bizimlesiniz ya da karşımızdasınız!” der. Kore’yi kendi dünya iktidarı uğruna ikiye böler. İnsanları ayrıştırır, binlerce insanın ölümüne vesile olur ama bütün bunların adı Terör değildir. - Ve tabii ki Fransa… Özgürlüğün, Milliyetçiliğin, Demokrasinin, Eşitliğin anavatanı Fransa… Aşkın şehri Paris… Yıllar önce sömürgesi Cezayir’in başkaldırışını binlerce, milyonlarca Cezayirli katlederek engellemek isteyen Fransa... Afrika’nın yarısını tüketim çılgınlığını karşılamak için üretmeye zorlayan, eğer vahşi bir kapitalizm varsa onu harfiyen uygulayan Fransa… Büyük dostları ABD, İngiltere, Almanya ile dünyanın neresinde sömürü alanı varsa aç köpekler gibi oralara hücum eden Fransa… Ve pek tabii bütün bunların adı Terör değildir. Terör, devletler yapınca Terör değildir. Terör, hakkını aramaya çalışan, kendini savunmaya çalışan, “beni bana bırakın, topraklarımdan elinizi çekin” diye bağıran insanlar aynı devletlerin yaptığını yaparsa, işte o Terör olur. Adaletli olmak, insan olmanın ön şartıdır. Dikkat edin, Müslüman olmanın ön şartıdır demiyorum. Biraz empati kurun, kurabiliyorsanız eğer… Peki bütün bunlarda halkın suçu nedir ? diye sorarsınız. Düşünün, şu sıralar bütün bu yaşananlarda Ortadoğu’da hiç yere ölen insanların suçu nedir? Ortadoğu’da dünyaya gelmek midir? Bir de şunu unutmayın, demokrasi ile yaşamak bazı sorumlulukları üstlenmektir. Devletiniz bütün bu zulümleri yaptığında, en ufak şeylere protestolar düzenleyen halk kitleniz, çirkin devlet politikalarınıza karşı esaslı bir duruş sergilemiyorsa suçun tamamı devlete mi aittir? Yoksa Demokrasi, sorumluğu da paylaşmak değil midir? Aksi takdirde Monarşiden ne eksiği kalır? Dilerim bu olaylar, Avrupa halkının içinde az sayıda da kalsa duyarlı insanların ayaklanmasına, yöneticilerine karşı eyleme geçmelerine vesile olur.