Suriye'de Tanıdık Bir Katil

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Suriye'de Tanıdık Bir Katil" adlı köşe yazısı.

Her hafta bu köşelerden elimizden geldiğince sizlerle bir olayın en bakılmadık taraflarını konuşmaya çalışıyoruz. Herkesin bildiği bir olaya, herkesin bakmadığı bir yerden bakabilmek bütün çözülmez olayların çözüm noktasını oluşturur. Tarih tekerrürden ibarettir derler ancak şunu unuturlar; Tarih, belli bir olayın yıllar içinde tekrar gerçekleşmesinden dolayı bu söze malik değildir. Tarih aslında hiç ara verilmeden sürekli bir tekrar süreci yaşar. Yani aslında vahşi ve kana susamış bir devlet, hep böyledir. Sürekli kötü işler yapar ve bu karakterini hiç bozmadan tarihin bir nevî ona biçtiği rolü oynar. Bazıları da böyle değildir tabii. Tarih boyunca mazlumların yanında olan, iyiliği destekleyen devletler, bu karakterli duruşlarını bazı istisnalar hariç asıl olarak hiç bozmazlar. Fakat günümüz realist kurgulu küresel dünya düzeninde bu devletlerden kalmış mıdır? Orasını da siz değerli okuyuculara bırakayım. Tarihin karakter olarak kötü rol biçtiği ülkelerden birisi İngiltere’dir. Dünyanın neresinde bir ezilmiş, bir mazlum, bir garip insan topluluğu görseniz, onların bu hale düşmesinde İngiltere’nin muhakkak payı vardır. Sanayi Devrimiyle beraber dünyanın bütün güzelliklerine kast etmeye kalkışan bir zalimden bahsediyoruz. Bugünkü modern dünya siyasetini kurgulayan İngiltere, tüketim çılgınlığının da başlangıç noktasıdır. Bugün bilimsel veriler olarak da kanıtlanmıştır ki, dünyanın %1’i kalan %99’unu alenî bir şekilde sömürüyor. Kapitalizmin en büyük destekçisi, büyük savaş çığırtkanı İngiltere, geçen hafta Suriye’de IŞİD’e karşı yapılan koalisyona etkin bir şekilde katıldı. Hatta ilk bombardımanını da Kraliyet Hava Kuvvetleri ile yaptı bile. Takip edenler bilir, ABD geçen hafta NATO üyesi ülkeleri etkin mücadeleye çağırmıştı. Bu sahneyi hatırlar gibisiniz değil mi? ABD’nin Irak’a girdiği zaman peşinden hemen İngiltere’nin de girmesini unutmuş olamazsınız. Geçen hafta malum en çok konuştuğumuz olay, Rusya’nın uçağını düşürmemiz ve akabinde Rusya’nın bize ambargolar uygulamasıydı. Ancak bu, medyanın bizim konuşmamızı istediği olaydı belki de, kim bilebilir? Tam da bu arada İngiltere, Suriye’deki savaşa aktif bir şekilde dahil oldu. Aslında burada sormamız gereken soru, İngiltere’nin neden bu kadar geç kaldığı sorusu olmalıdır. Ama ondan daha önemli bir soru sormalıyız önce. Dünyada Diplomasi’yi en iyi kullanan ülke İngiltere, geç mi kalmıştır ki? Hayır efendim İngiltere hiçbir zaman geç kalmaz. Bakın İngilizlerin politik dehası Winston Churchill ne diyor: “Savaş zamanı hakikat o kadar kıymetlidir ki, yalanlardan bir duvarla korunur.“ İngiltere’nin Suriye savaşına dahil olmasını görmek ya da göstermek istemeyenler, Rusya’ya çok kolay biçimde: “Rusya’nın ne işi var orada?“ diyebiliyor. Cevabımız: “İngiltere’nin ne işi varsa Suriye’de, Rusya’nın da o işi var.”