Sevginin adı: Mutlu Kuyruklar

TAKİP ET

Gönül Özkubat'ın Sevginin adı: Mutlu Kuyruklar isimli yazısı...

Siz hala ıslak bir kalp burunla tanışmadınız mı? Size doğru yaklaşan bir çift yaprak gözün çıkardığı huzurlu melodiyi duymadınız mı? Sitemli ama daima mahcup özür diler gibi bakan bir çift gözün Mahsun bakışlarıyla kurduğu kitaplar dolusu cümleleri anlamaya çalışmadınız mı? Hiçbirimizin ulaşamayacağı sırlarla dolu olan gözleriyle biri gelse, karnımı doyursa, başımı okşasa, bir sıcak yuva açılsa diyen bir minik tüylü yumakla karşılaşmadınız mı? Hayır mı?!!!.. Sokağımızın masum ışıltılarından da haberiniz yok yani öyle mi? Halbuki en büyük kabiliyetleri sevildiklerini hissedip size karşılık vermek olan hayvan sevgisi diye bir şeyin olduğunu da bilmiyorsunuzdur. Bir tanısanız çok seversiniz aslında. Bakmanıza rağmen göremediğiniz bu mucize varlıklarla tanışmaya var mısınız? Vicdanlarınızı kontrol edin ve sıkı tutunun..!!! Kendinize kızmıyor musunuz? Onca güzelliğe gözlerinizi kapatıp gereksiz şeylere takıldığınız için? Mesela hayatın kargaşası içinde işten güçten biraz olsun başınızı kaldırıp en son ne zaman etrafınıza baktınız? Sizin yaşadığınız hayat dışında başka canlıların da bir hayatı olduğunu hiç fark ettiniz mi? Peki, yolda yürürken yemek arayan bir kedi ya da köpek gördüğünüzde içinizden yardım etmek geçti mi? Peki kendinizi sorguladınız mı hiç? En son ne zaman hiçbir karşılık beklemeden başka canlılar için bir şeyler yaptınız? Cevabınız hiçbir şey ise, büyük bir olasılıkla şefkatli ellerinizden çıkacak sıcacık içten bir dokunuşa, bir kap yemeğe muhtaç canlılarında olduğunu bilmiyorsunuz demektir. İnanın bana sokaklarda tarifi çok zor bir yaşam vardır. İnsanlar için zor olan hayvanlar söz konusu olduğunda daha da zordur. Gelişen dünya ile birlikte her tarafı betona boğan insanoğlu yüzünden şehirlerin ortasında kalan yaşamın kıyısından köşesinden yakaladıkları bu hayatta var olmaya çalışan kedi ve köpekler ise bu korkunç dramın sessiz kurbanlarıdır. Kendilerine biçilen 15 yıllık ömürlerini tamamlayamadan sokağın bir köşesinde kıvrılıp gramla ölçülen vücudunu uyutan, çoğu zaman aç yatıp aç kalkan, verirsen doyan vermezsen aç yaşayan o sokaktan bu sokağa o kaldırımdan bu kaldırıma itile kakıla dışlana taşlana ufacık bir zaman diliminde canlı olmanın tadını bile çıkaramadan göçüp giderler… Onların da canlı oldukları bizler gibi aynı duygulara sahip oldukları acıktıkları susadıkları, hasta olup yaralandıkları, anne oldukları nedense insanların aklına hiç gelmez. Kaldı ki sizler, gözünüzden sakındığınız çocuğunuzu komşunuza güvenip bırakamazken bir köpeğin de anne olabileceği onun yavrularının da en az sizinkiler kadar kıymetli olabileceği hiç hatırlanmaz. Nedeni çok basit: tüm bu paylaştıkları duyguları ifade edecek dilleri olmadığı için olabilir mi mesela? Konuşabilselerdi insan olun haklarınızı savunun ve bizi yavrularımızla rahat bırakın derler miydi diye düşünmeden edemiyorum. Kimsenin kimseyi anlamadığı dinlemediği zamanlarda yaşadığımızı düşünürsek, insanları kayıtsız şartsız sevemeyen insanların bu masum hayvanları sevmelerini beklemek hayal olur elbette değil mi? Kaldı ki bir köpeğin bile merhametine sahip olamayan bazı insanların gözünde öğütülmüş çöp kadar değerleri yoktur. Hatta altı üstü bir hayvan denilip görmezden gelmeleri de hep bu yüzdendir. Gece yarısı sesinden rahatsız olup sokaklardan toplatmak isteyen, yağmurda karda kışta açta açıkta ayazda kavrulan sıcaklarda baş parmağını üzerimize doğru sallayarak ’’burada kedi köpek beslemeyin alışıyorlar’’ diyen kara yürekli insanlara ‘’Nedir onları görmezden geldiren, gözlerinizi kör, kulaklarınızı ve kalplerinizi sağır eden’’ desek vicdanlarını biraz olsun sorgulatsak çok mu şey istemiş oluruz? Evinin önünde parklarda bahçelerde dolaşan hayvana tahammülü olmayan insan olur mu hiç? Nasıl bir toplumuz ki içimizden böyle insanlar çıkıyor…!! Halbuki sizlerin rahatsızlık duyması gereken insanlar aranızda dolaşırken hayvana tahammül edememeniz hayli düşündürücü. Küçücük çocukları kaçırıp tecavüz eden sapıklarla aynı toplumu paylaşırken ya da eli kolu hiç titremeden kaynar suyu balkondan aşağı bir kedinin üzerine döken komşularınıza merhaba derken, annesinden ayırdığınız köpek yavrularını bir torbaya doldurup çöpe atan insanlarla yaşarken rahatsız olmamanız da tamamen sizin vicdansızlığınız. Sanki sokaklardan kediyi köpeği yok edince insanlığın tüm sorunları çözülecekmiş gibi davranmanız hayli ironik… Bir tane kedi köpek kuş yaratabiliyorsanız mantıklı tabi….!!!!! Asıl sorun şu ki; sevgiyi paylaşmayı, yeryüzünün yalnızca bize ait olmadığını öğrenemiyoruz. Onlarla sokakların daha bir güzel göründüğüne inandığım elinizi uzattığınız andan itibaren size teslim olan, sevginin sonsuzluğunu insan olabilmenin değerini bizlere öğreten bazılarınca hor görülen kediler ve köpekler, uğruna çılgınlar gibi inandığım özellikle sabahları çöplere baka baka yürüme ve arka sokaklardan geçme nedenim olan varlıklardır. Çoğuna göre güzel bile değillerdir. Bence onlar birer mucize hatta şifacı.! Harika bir kalbe sahipler. Onca zorluğa kimsesizliğe rağmen hala sevmeyi bilecek kadar eşsizler... Haa kiminin parlak tüyleri yoktur. Sıskadır, kuyruksuzdur, sakattır, tek gözü kördür ama sizin pet shoplardan satın aldığınız kedi kadar kedi, köpek kadar köpektir. Ayrıca evrensel bir dil olan meow ve havhav onun da iletişiminin bir parçasıdır. Şimdi bu hayvanlar Satürnlü mü? İzole mi edelim toplumdan? Bırakın yaşadığımız toplumu dünyada bütün insanların bi an için sizin gibi düşündüğünü var sayarsak ağaçsız, hayvansız, yeşilsiz, mavisiz, doğasız ortamlar yaratarak ne bulacağını sanıyorsa insanoğlu? Beğenmediği hayvanın hayatını yok etmek acılarına çığlıklarına aldırış etmeden yaşam haklarını ihlal etmek onları yaşadıkları sokaklardan kopartarak bir daha asla geri dönemeyecekleri tek bir kırıntının dahi olmadığı bilinmeyen ormanlara atmak, hastalıktan açlıktan ölme ihtimalleri yüzde hudutsuz kere hudutsuz olan barınaklara kapatmak dört duvar arasına sıkıştırılmış bir hayata mahkum etmek çok mu insani yani? Aranızda hala vicdanı olan insanlar varsa lütfen sizlerden çok rica ediyorum. Zaten çöpten (şanslılarsa eğer) bir parça ekmek bulmak uğruna çabalayan köpekleri sırf gece yarısı sizi uyutmadı diye belediyelere toplatılması için şikayet ederken aklınıza, yavrularına yiyecek götüren bir anne köpek gelsin, tek bacağını trafikte kaybetmiş kedi gelsin, gözleri görmeyen ama hayatta kalmak zorunda olan bir kedi yavrusu gelsin... Onlar sokağın gerçek sahipleri, onlarda sokak halkından sizinle birlikte bu dünyada yaşıyorlar. Sevmeseniz bile candır deyip saygı duymak çok mu zor? Ama ben insanlıktan umudumu kaybetmek istemiyorum.. Hani ‘’insan denizin olmadığı yerde umut adına martı olmalı’’ diyor ya Nazım Usta, kırık dökük de olsa onlar adına umutlanmak istiyorum... Umutlu olalım istiyorum… Çok mu?.. Bir çok insan öldürmek isterken yaşatan tarafta olmak zorundayız. Her zaman her yerde yapabileceğimiz bir şeyler mutlaka vardır. Evet bir anda kocaman bir adımla tüm dünyadaki canlıları kurtaramayız belki ama bir anda ufak bir dokunuşla bir canlının tüm hayatını değiştirebiliriz. Herkes yaşadığı sokağın meleği olsa günlerdir bir lokma yiyecek bulamamış bir kediye ya da köpeğe artan yemeklerini verse bir öğün karınlarını doyursa, açlığın sesi yerini mutlu havlamalara bıraksa sizce de harika olmaz mıydı? En kestirme yoldan ifade edecek olursak hepsinin hikayesi, dertleri başka başka olsa da çözüm sizsiniz güzel insanlar… İyi olmakta ısrar edelim elimizden bir şey gelmiyorsa elimizden geleni yapalım sadece kendi tokluğumuzu düşünmeyelim.Yediklerinize değil yiyemediklerinize talip canlıların olduğunu daima hatırlayalım. Sokakta hayat var, görmezden gelmeyelim. Onların bizden başka kimsesi yok biz uzanmazsak açlar açıktalar yoklar..!!Bizler şanslı doğanlarız lakin bir düşünün bu çocukların yerinde bizde olabilirdik. Onlara arkamızı dönme lüksümüz yok. Haydiiiii ertelemeden en yakınınızdakine ulaşabildiğinize biraz mama biraz sıcak olun. Yaşatmak için yaşamak gerek haydiii daha yüksek sesle devammmmmmmm: iyilik yapın yapabildiğiniz kadar... Bir kap yemeğin sevgisi mi olurmuş demeyin sevgi siz olun.! Sevginin ve vicdanın ışığında yaşamak ve paylaşmak adına kendinizden güçsüz olana merhametiniz sonsuz olsun. >^.^<