Quaresma'nın Mektubu ve Gerçekler!

TAKİP ET

Quaresma'nın Mektubu ve Gerçekler!, 3 Yaşındaki Suriye'li Aylan'ın Cansız Bedeni İçimizi Sızlattı ve Hepimizi Derinden Üzdü.

  Ülkemizde ve birçok ülkede, dünün konusu, cansız bedeni kıyıya sürüklenen 3 yaşındaki Suriyeli Aylan'ın görüntüsüydü. İçimizi acıtan fotoğraf, özellikle sosyal medyada geniş bir şekilde yer aldı. Konuyla ilgili Beşiktaş'ın Portekizli yıldızı Ricardo Quaresma, kişisel blog sayfasından bir mektup yayınladı. İşte o mektup: "Dostum; Hayal et.. Çocuğun kollarının arasında. Ülkeni terk etmek, kaçmak zorunda kalmışsın. Savaştan ve açlıktan kaçıyorsun, gizlenmek zorundasın. Dünyada seni kabul edecek bir yer bulmak için umutsuzca kaçıyorsun. Baştan başlamak istiyorsun. Çocuğuna hak ettiği güzel hayatı sunmak için her şeye baştan başlamak istiyorsun. Şimdi hayalini sonlandır. Avrupa gerçeği artık gör. Neler olup bittiğini gör. Savaştan kaçan çocuklar, aynı zamanda bizim de çocuklarımız. Onlar da daha iyi bir gelecek ve daha iyi bir dünya hakkına sahipler. Bu sorunu çözmek bizim elimizde. Bunu önlemek için kayıtsız kalamayız." Ricardo Quaresma duygusal cümleler içeren bu mektubunu yayınladı ve kısa sürede gündeme geldi. Öncelikle, Ricardo Quaresma'ya gösterdiği bu hassasiyet ve duyarlılık için teşekkür ediyorum. Şimdi.. Sadece düşünün ya da Quaresma'nın yazdığı gibi, sadece hayal edin.. Uyanıyorsunuz ve yaşadığınız ülkede iç savaş çıkmış. Yanı başınıza bombalar düşüyor. Yakınlarınızın ölüm haberini alıyorsunuz bir bir.. Bir ülke yok oluyor gözünüzün önünde. Üstelik, bu ülke sizin ülkeniz, doğduğunuzdan beri yaşadığınız topraklar. Savaş var, var ama kiminle savaşacaksınız. Bakıyorsunuz ülkeyi idare eden eli kanlı zihniyetin ordusunda tanıdığınız kişiler var. Diğer taraftaki muhalif güçlere bakıyorsunuz ki onları da tanıyorsunuz. Arada kalmışsınız. Sadece siz yoksunuz ama.. Bir de aileniz var. Bugüne kadar gözünüz gibi baktığınız, çalışıp çabaladığınız aile.. Çocuklarınız var.. Geleceğinizi emanet ettiğiniz çocuklarınız.. Bakıyorsunuz ki bu ortamda durmanıza imkan yok. Hemen iletişime geçiyorsunuz, mültecileri sömüren insan kılıklı vampirlerle.. Para ödüyorsunuz. Memlekette elinizde avucunuzda ne varsa veriyorsunuz. İçten içe de biliyorsunuz ölüme yolculuk için bilet aldığınızı.. Başka çare bulamıyorsunuz ve yer araştırmaya başlıyorsunuz. Biliyorsunuz ki Türkiye'de milyonlarca sizin gibi olan insan yaşıyor. Ancak öğreniyorsunuz ki oraya gidenler çoğaldıkça sorunları da artmış. Yaşamakta ve geçinmekte zorlanıyorlar.. Türkiye kapılarını açmış ancak o ülkede de de sorunlar var. Artık önünüzde tek hedef kalıyor: Avrupa! Avrupa.. Hani şu demokrasi dersi veren coğrafya.. Hani şu insan haklarıyla öne çıkan ülkeler topluluğu.. Hani şu balinalar için bile ortalığı ayağa kaldıran çevrecilerin olduğu coğrafya.. Tamam diyorsunuz, Avrupa'ya gitmem lazım! Sonrasında Avrupa yolculuğuna çıkıyorsunuz. Bir derme çatma gemiye doldurulmuş yüzlerce insandan birisiniz.. Ama olsun.. Aileniz yanınızda ya, o yeter işte. Sarılıyorsunuz onlara ve sorun çıkmaması için dua ediyorsunuz yol boyunca. Sonra bir fırtına ya da bir teknik arıza ile yıkılıyor bulunduğunuz tekne.. alabora oluyor tekneyle birlikte hayalleriniz.. Ailenizi hele de 3 yaşındaki çocuğunuzu arıyor gözleriniz.. Ama yok.. Çoktan sürüklemiş akıntı küçük çocuğunuzu.. O anda "keşke ülkede kalsaydım" diyorsunuz ama çok geç! Sürükleniyorsunuz hayallerinizle birlikte bilinmeze doğru. Çocuğunuz kıyıya vuruyor Türkiye sahillerine. Cansız bedeni yayınlanıyor tüm basında. Tek suçu, eli kanlı bir liderin olduğu ülkede doğmak olan çocuğunuzun resmi tüm dünyada yer alıyor.. Peki, siz ne haldesiniz, bilen var mı? Peki, bu saatten sonra yaşamış ya da ölmüş olmanız umurunuzda olur mu? Elbette ki olmaz! Bir fotoğraf karesi üzerine söylenecek çok şey var. Olumsuz kip eki getirilebilecek tüm cümleleri sıralayabilirim.. Ya da haykırabilirim avazım çıktığı kadar.. Ama ne değişir? Bu düzen bozulur mu? Elbette ki bozulmaz! Yine de şu kadarını söyleyeyim; O gün kıyıya vuran, 3 yaşındaki bir çocuğun cansız bedeni değil, insanlığın şerefi ve haysiyetidir! O gün kıyıya o 3 yaşındaki çocuğun cansız bedeni çıkmadı.. O kıyıya, bir balina için ortalığı ayağa kaldıranların samimiyetsizliği çıktı. "İnsan Hakları" sözcüğünün sadece bazı insanlar için olduğunun anlaşılması için tek bir kare yeter de artar bile.. Demokrasi, özgürlük gibi kavramların içi boş birer kavram olduğunu anlamak için tek kare fotoğraf yeter de artar bile.. Anlatacak daha çok şey var ama, sözlerimi Albert Einstein'in şu sözleriyle bitirmek istiyorum; "Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer; Kötülük yapanlar yüzünden değil, durup seyreden ve onlara ses çıkarmayanlar yüzünden!"

avrupa yolculuğu einstein esed iç savaş mülteci sorunu ortadoğuda savaş quaresma aylan için mesaj yayınladı quaresmadan mektup ricardo quaresma suriyeli aylan