Politika mı? Siyaset mi?

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Politika mı? Siyaset mi?" adlı köşe yazısı.

Siyaset Bilimi ya da Kamu Yönetimi ya da Uluslararası İlişkiler ya da Sosyoloji ya da Felsefe hiç fark etmeden, bu ve bunlar gibi bütün sosyal bilimler alanları kendi içinde birer disiplindir. Siyaset Bilimi de ABD’nin bir devlet olarak ortaya çıkmasıyla sosyal hayatta ve devletlerarası ilişkilerde karşılığını bulmuştur. Tıpkı diğer sosyal bilim alanları gibi Siyaset Bilimi de bir Batı disiplinidir. Bu yazıda Siyaset Biliminin ana kavramından bahsedeceğiz, bu sosyal bilim alanını inceleyeceğiz. Siyaset Bilimi, Avrupa ve ABD’de “Political Science” diye geçer. Yani Batı için Siyaset=Politika ya da Politika=Siyaset olmuştur. Peki, gerçekten bizde de durum böyle midir? Çoğu zaman günlük hayatta kullandığımız bu politika ve siyaset kavramları birbirinden ayrı birer kavram mıdır? Yoksa eş anlamlı iki sözcükten mi ibarettir? Kadim tarihimizde bu kavramların karşılığı nedir? Doğu için özellikle Ortadoğu için Politika ve Siyaset birbirinden keskin çizgilerle ayrılmış iki kavramdır. Ortadoğu toplumlarının dili ki çoğunlukla Arapçadır, Politika ve Siyaset kavramlarına ayrı anlamlar yüklemiştir. Bu toplumlar için Politika kötü ama Siyaset iyi bir şeydir. Politika Batıdır, Siyaset ise Doğu’yu temsil eder. Siyaset, insanları en iyi şekilde yönetme sanatıdır. Politika ise insanları en iyi kandırma sanatıdır. Bu keskin ayrım aslında bizim dilimize de sirayet etmiştir. Mesela, çok yalan söyleyen, insanları kandırmasını ve ikna etmesini çok iyi beceren insanlara “çok iyi politikacı” demişiz. Politika, ünlü İtalyan düşünür Machiavelli’nin eserlerinde kendini bulur. Machiavelli batılı bir düşünür olarak Politika kavramının içini çok usta bir şekilde doldurmuştur. Örnek verecek olursak; Machiavelli eserlerinde Politikacıyı, o zamanki hükümdar ya da prens, gerektiğinde ustalıkla yalan söyleyebilecek karakterde bir kişilik olarak nitelendirmiştir. Politikacı için amaca giden her yol mubahtır Makyavelizm anlayışında. Doğuya baktığımızda Siyaseti görürüz. Doğuda Siyaset ilminin oluşmasında emeği geçen iki büyük düşünür vardır: İbn-i Haldun ve Farabi. İbn-i Haldun o muhteşem eseri “Mukaddime” de öyle güzel siyaset düsturları verir ki idarecilere, o cümleler hala bugün bile geçerlidir gerçekten siyaset yapmak isteyenler için. Farabi ise çoğu siyaset bilimcilerine göre bir ütopya olan “Erdemliler Şehri” kurgusunda Erdemli bir toplumu yönetecek idarecide aranması gereken şartları belirtir ve ekler bu şartlardan birinin eksik olması toplum temellerinin sağlam atılmaması anlamına gelir. Farabi’nin başlıca İdareci şartlarını şöyle bir inceleyelim: 1- Sağlıklı olmalı 2- Uyanık ve zeki olmalı 3- Hitabeti iyi olmalı 4- Bilgili olmalı 5- Zevklere düşkün olmamalı(Kadın, Kumar, İçki vb) 6- Dürüst Olmalı 7- Adaletli olmalı İşte bunlar Farabi’nin bir idarecide aranması gereken şartlarıdır. Bu anlayışla Batı toplumlarının anlayışı arasında dağlar kadar fark vardır tabii ki. Kadim tarihimizde siyaset kanallarının yolları böylece ortaya konmuştur. Ancak Farabi ve İbn-i Haldun’un anlayışından şimdi nerelere geldik toplum olarak bunun muhasebesini de siz değerli okuyuculara bırakmak gerek. Günümüzde batı toplumları olsun veya doğu toplumları olsun fark etmez, hangi anlayış hüküm sürüyor bu çok açıktır. Halk olarak başımızda bir politikacı mı görmek istiyoruz? Yoksa bir siyasetçi mi? Yaklaşık 1000-1200 yıllık süreçte algılarımıza ne oldu? Batı’nın maddiyatını alalım derken maneviyatını da mı aldık? Zaten ülke olarak kendimizi nerede görüyoruz? Nerede olmak istiyoruz? Burada başlı başına bir sıkıntı var. Bir doğu toplumu muyuz? Yoksa Bir batı toplumu mu? Arafta kalmak başlı başına bir bunalım yaşatıyor bizlere. Hem ülke olarak hem de İslam Dünyası olarak bir kararın arefesindeyiz artık. Tarih, bizden bir karar vermemizi ve bu kararı aciliyetle uygulamamızı bekliyor.  Machiavelli mi? Farabi mi? Batı mı? Doğu mu? Yalan mı? Doğruluk mu? Adalet mi? Eşitlik mi? Toplum mu? Birey mi? Zevkler mi? Erdemler mi? Prens mi? Emir mi? Özetle tarih bizden şu sorunun cevabını bekliyor: Politika mı? Siyaset mi?