Panama Belgelerini Tersten Okumak

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Panama Belgelerini Tersten Okumak" adlı köşe yazısı.

Geçtiğimiz hafta dünya kamuoyunu oldukça meşgul eden bir mesele oldu. “Panama Papers” adıyla uluslararası haber ajanslarına sızıntı olduğu iddiasıyla bir takım bilgiler düştü. Bilgilerin tam olarak hangi kaynaktan geldiği, kim tarafından sızdırıldığı, neyi amaçladığı tartışıladursun; biz biraz belgelerin içeriğine göz atalım isterseniz. Panama belgeleri meselesini doğru anlayabilmek için öncelikle birkaç kavram ve olguyu deşmemiz gerekecek. Mesela “Offshore”dan başlayabiliriz. “Shore” İngilizcede “kıyı, sahil” anlamına gelen basit bir sözcük. Tabii meselenin bu sözcük anlamı kadar basit olduğunu söylemek güç. “Offshore” ise “kıyıdan uzak, kıyıya kapalı” anlamlarına geliyor. Ne demek “kıyıya uzak” ? Bu kavramın haliyle bir ekonomik anlam ifade ettiğini az çok anlamışsınızdır. Kıyıdan uzak demek bir nevî vergiden uzak demektir. Konu finans, vergi, ekonomi olunca direkt olarak bankacılık ile ilgili bir mesele haline gelmiş oluyor. Zaten “Offshore” meselesi de tamamıyla olmasa bile büyük çoğunluğuyla bir bankacılık meselesidir. Offshore olayına kabaca bir tanım yaparsak eğer; kişilerin ya da kurumların işletiminin özünü oluşturan kendi ülkesindeki bankacılıkla ilgili yasaların dışında kalan serbest bankacılıktır diyebiliriz. Serbest bankacılıkla beraber dünya üzerinde hiç vergi alınmayan ülkelerin de birkaç tanesini verirsek konuyu derinleştirebiliriz; Hong Kong, Bahamalar, Grenada, Panama, Andorra bunlardan sadece bazılarıdır. Peki, bu küçük ülkelerde neden vergi alınmıyor? Bu durum da kapitalizmin boşluk tanıdığı alanlardan biri midir? Ya da kapitalizm boşluk tanır mıydı? Diye sorular aklımızın bir köşesinde durmuyor değil. Ancak konuyu ayrıntılı bir şekilde çözümlemeye ihtiyacımız var. Velhasıl bu ülkeler, offshore şekilde işletim yapan şirketlere kapılarına sonsuza kadar açıyorlar. Bu işten ciddi şekilde paralar kazandıkları için de gizliliği her daim koruyorlar. Fakat nedendir bilinmez birdenbire bu şirketlerin nasıl uluslararası hukuka ters hareketler yaptıkları, şimdilik birkaç sızıntıyla dünya kamuoyuna gösterildi. Panama merkezli Mossack Fonseca, bütün bu olayları gerçekleştiren şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti veren bir firma. Haliyle yaptığı hizmetleri gün gün kayıt altına almakta. İşte kamuoyuna sızan ya da sızdırılan belgelerin kaynağı bu şirkettir. Bu olay, dünya üzerinde 500 bankanın adının karıştığı geniş çaplı bir olay. Sadece bankaların değil, aynı zamanda fazlasıyla ülke devlet başkanlarının dahil olduğu bir meseledir. Adı geçen bankalar, ülkeler, devlet başkanları, şirketler, kurumlar; kara para aklamakla, şeffaf olmamakla ve uluslararası hukuk ilkelerine zıt hareketler yapmakla suçlanıyor. Bütün bu skandallar içinde, bu işin kime yarayacağı ve neyi amaçlayabileceği düşünülürse ciddi politik kurgular olduğu görülebilecektir. Detaylı fikredildiğinde uluslararası ekonomik sisteme entegre olmuş, hatta bununla kalmamış sistemin tutsağı olmuş politika adamlarının, bu işin kirli tarafında ne kadar batağa battıkları anlaşılabilecektir. Hegemonya, küresel sistemin girift yapısı, sistemin başrol oyuncuları ve figüranları analiz edildiğinde çıkabilecek sonuç hakikatin ta kendisi olacaktır. Bu sebeple meseleyi anladıktan sonra hakikati bulma yolunu siz değerli okuyuculara bırakıyorum.