'Kültürel İktidar' Meselesi

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın 'Kültürel İktidar' Meselesi adlı köşe yazısı.

Geçtiğimiz hafta boyu Türkiye Yazarlar Birliği’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı ile ortaklaşa düzenlemiş olduğu 7.Edebiyat Mevsimi programındaydım. Şahsımın kuruculuğunu yaptığı bir edebiyat dergimiz ve sitemiz var. Dergimizi bu program vesilesiyle okuyucularıyla buluşturduk. Bu program bana da birçok anlamda gözlem imkanı sundu. Programa konuşmacı olarak gelen yazarlar ve kültür adamlarını dinledim. Şu anda var olan bir sürü problemimize bir de ‘kültür’ meselesinin ekli olduğunu gördüm. Kültür işleri, hemen hemen her iktidarın ilk başta taviz vereceği, üzerinde durmayacağı konular arasındadır. Hatta bu öyle bir duruma gelmiştir ki, ülkemizde koalisyon hükümetlerinin pazarlıklarında ilk vazgeçilen, en istenilmeyen bakanlık kültür bakanlığı oluvermiştir. Peki, kültür bu kadar önemsiz ve değersiz bir şey midir? Her dönem iktidarları neden kültür konusunda dikkatsizdirler? Kültür oy kazandırmaz mı? İşte bütün bu sorular aslında Türkiye’nin içinde bulunduğu içler acısı durumu gözler önüne sermektedir. Batı ülkelerinde kültür işleri, bir devlet projesi olarak her iktidar döneminde değişmeden devam etmekteyken, bizde ise istisnasız bütün muktedirler’in öneme haiz görmediği konulardandır. Aslında belki de yüzyıllardır yaşadığımız bu geri kalmışlık, tam da bu anlayıştan kaynaklanmaktadır. İktidar’ın kültürel olmayan boyutu, hiçbir ferde yarar sağlamayacaktır. Kültür işleri olmadan devlet sürekliliği ve devlet duruşu olamaz. Ülkenin geleceğine damga vurmak isteyen hükümetler, kültürel iktidarlarını da kurmak zorundadırlar. Bizim gibi kültürel manada çeşitliliği bol olan bir coğrafyada yaşayan ülke, kültür konusunda pek de zorlanmasa gerek. Çünkü kültür ne kadar çeşitlenirse, zenginleşirse o kadar kalıcı olur, devam eder. Kültürel İktidar konusunda, bu ülkede bir şeyler yapan kesim hiç şüphesiz Sol’dur. Bu konuda eleştirilmesi gereken bir kesim varsa o da muhafazakar kesimdir. Hem de en sert eleştirileri hak eden taraftır. Kabul, bu ülkede yıllardır Sol kesime kültür konusunda belirli yardımlar oldu. Bugün ‘Varlık’ diye köklü bir edebiyat dergisinden bahsedebiliyorsak bu yardımlar sayesindedir. Ancak zaman zaman muktedir olan Sağ cenah da kültür konusunda bir çaba sarf etmeyerek bu konudaki sert eleştirilerden nasibini aldı. Ayrıca kültür konusunda birşeyler yapmak için sadece muktedir olmak beklenmemelidir. Ancak bu durumu çok da yadırgamamak gerekir. Çünkü Muhafazakar kesim de genel olarak Sağ kesim de, kültür konusunu hiç önemsememişlerdir. Bu, tarih boyunca böyle olmuştur. Yani kültürle, kültür adamıyla hemhâl olamamak, bu kesimin genlerinde vardır. Hangi kesimden olursa olsun, kültürün öneminin farkına varıp buna dair önemli işler yapılmalıdır artık bu ülkede. Bu yüzden kültürü destekleyici kurumların sayısı çoğaltılmalı. Bu ülkede okumanın, okutmanın önünü açan her türlü etkinlik gerek devlet tarafından gerekse de özel kurumlar tarafından desteklenmelidir. Kültür maneviyattır. Maneviyatsız kalıp materyalist olmak istemeyenlerin ülkesine dair güzel umutlar biriktirelim hep beraber…