Konuşulan ve Konuşulmayan Başkanlık

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Konuşulan ve Konuşulmayan Başkanlık" adlı köşe yazısı.

2016 yılının son aylarını yaşadığımız şu günlerde, 2017’de önümüze gelmesi muhtemel başkanlık sistemi referandumunu konuşuyoruz hararetli bir şekilde. Cumhurbaşkanının özellikle son 2 yıldır kamuoyunun tartışmasını istediği bir konu. Kamuoyu tartışıyor mu? Orası ayrı bir tartışma. Çünkü ülkemizde bugün geldiğimiz noktada hangi konu olursa olsun bunun tartışılması ciddi bir mesele haline geldi. Kutuplaştırılmış kitleler, kendilerine ezberletilen cümlelerle neyin ne olduğunu bilmeden tartışmalara giriyor. Dolayısıyla ortada siyasi bir akademik konu olarak Başkanlık ya da Parlamenter sistemin tartışılması yoktur. Bunu akademik bir zeminde tartışması gereken kişiler tartışmıyor ama bu konulara hiç girmemesi gereken, yönetim sistemleri hakkında edecek 3 cümlesi olmayan kişiler tartışıyor. Bunlar kendilerine ezberletilen cümlelerle bir şeyleri savunuyor ya da yeriyorlar. Oysa bu konunun savunmayla ya da eleştiriyle bir ilgisi yoktur. Yönetim sistemleri, üzerinde uygulanacağı topraklara ve topluma uymasına göre değerlendirilir. Uyar veya uymaz bunun kararını bu konu hakkında ehilleşmiş, bu konuda söz söylemeye hakları olan kişiler verecektir. Kabaca başkanlık sisteminin artılarını ve eksilerini, konuşulanlarını ve konuşulmayanlarını, olacak ve olmayacaklarını burada bir özetlemeye çalışalım. Tekrar belirtelim, bu konu üzerinde ayrıntılı akademik tartışmalarla düşünülmesi gereken bir meseledir. Biz burada sadece genel bir fikir vermek amacıyla yorumlarda bulunacağız. - Öncelikle türk tipi başkanlık sistemiyle ne kastedildiğinin açıklığa kavuşturulması lazımdır. - Dünyadaki bütün başkanlık sistemleri incelendiğinde görülecektir ki, bu sistem bu topraklara uygulanamayacak ve tutmayacak bir aşıdır. - Türk tipi değil, tüm dünyaca bilinen başkanlık sistemi bir monarşi değil, tam tersine dünyada şuan uygulanan en demokratik yönetim sistemlerinden birisidir. - Dünyada mevcut şekilde uygulanan başkanlığın en olmazsa olmazı, onu en demokratik yapan unsurlardan birisi kuvvetler ayrılığının çok katı bir şekilde uygulanmasıdır. Ülkemizin bugünki hali düşünüldüğünde bunun mümkünü yoktur. - Dünyaca bilinen başkanlık sisteminde yasama-yürütme-yargı erklerinden en önemlisi yasama organı olan parlamento değil, anayasa mahkemesinin başını çektiği yargı organıdır. - Bütün dünyanın bildiği başkanlık sisteminde başkan, yargı kurumları tarafından oldukça sıkı bir şekilde sınırlandırılmıştır. Başkanın bineceği devlet arabasının benzini bile yargı kararlarından geçer. Yani örtülü ödenek diye bir durum söz konusu bile değildir. - Bugün dünyaca tanınan başkanlık sistemi, ülkemizde propaganda amacıyla örnek verildiği üzere bürokrasinin en aza indirgendiği hızlı karar süreçleri olan bir mekanizmaya sahiptir. Ancak bu hız, toplum ve devlet sisteminin yapısından kaynaklanan bir şeydir. Ülkemizin yüzyıllardır süregelen devlet yapısını düşündüğümüzde, bu sistem geldiğinde hemen hızlanacağız demek safdillik olur. - Kısacası bir olgunun sağlıklı bir şekilde tartışılabilmesi için elimizdeki bütün verileri masaya koymalıyız. Yoksa söyleyeceğimiz her söz askıda kalacaktır.