Koltuğa Bağımlı Ülkücülük

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Koltuğa Bağımlı Ülkücülük" adlı köşe yazısı.

Yer yerinden oynuyor ama koltuklar istenilen değişimi bir türlü sağlamıyor. Evet, koltuktan bahsediyorum. Devlet Bahçeli’nin 1997’de oturduğu ve 19 senedir kalkmadığı o koltuktan. Milliyetçi Hareket Partisi şu aralar kaynıyor. Son yıllarda girdiği her seçimi kaybeden MHP, taban olarak aslında kendi içinde bir dönüşümü arzuluyor. Ancak önüne bir Devlet Bahçeli engeli takılıp duruyor. Siyasi partiler, her ülkede olduğu gibi ülkemizde de iktidara oynamak için, yani iktidar olmak için kurulurlar ve çalışmalarını bu yönde yürütürler. Fakat ülkemizde son seçimlerde o kadar değişik durumlar yaşıyoruz ki, siyaset biliminin bu temel öğretisini maalesef ıskalıyoruz. Sanki birileri muhalefet olmak için doğmuş, yaşamını da muhalefet olarak sürdürüyor. Kastım, bütün siyasi partilere tabii ki de. Dünyanın neresine giderseniz gidin, iktidar olamamış her parti seçimlerde başarısız sayılır. Anlaşılan bizde bu durum muhalefet cephesinde biraz farklı gözüküyor. Kılıçdaroğlu, geldiğinden beri hayatî derecede önemli iki seçim kaybetti. Bahçeli’nin üst üste kaç seçim kaybettiğini sayamadım bile. Ama ana muhalefetin belkemiği dediğimiz bu iki parti ve liderleri hâlâ koltuklarında oturuyor. MHP’nin olağanüstü kurultayı tartıştığı şu günlerde daha da vahim olaylar yaşanıyor. Parti içi muhalefet baskısından kurtulmak isteyen Bahçeli(artık bu ülkede sıkışan herkesin yaptığı gibi) muhalifleri paralel ilan etti. Bahçeli’nin bu açıklamalarına Meral Akşener olaya daha sert girerek: “Biz paralelsek, Devlet Bahçeli baş paralel” dedi. MHP’de muhaliflerin yıllar süren sessizliğini nihayet bozmaya karar vermesi, ülke muhalefeti açısından tabii ki umut vericidir. Fakat bundan daha önemlisi, her yanıyla kokuşmuş olan adalet(!) sistemizin bu konuda neye karar vereceğidir. MHP’nin içinde tam olarak ne oluyor? Bunu tabii ki tam ayrıntılarıyla bilemiyoruz. Bizim bildiğimiz, MHP’nin kesinlikle biran önce değişikliğe ihtiyacının olmasıdır. MHP’deki 4 adaydan hangisinin bu konuda beklentileri karşılayabileceği merak konusudur. MHP’de yapılması gereken köklü dönüşüme hangisinin yeterli kapasitede olduğu belirsizdir. MHP, bu ülkede Sağ ideoloji için büyük önem arzeden bir partidir. Ülkenin büyük çoğunluğunun da bu ideolojiden olduğunu düşünürsek, MHP’deki dönüşümün iktidarı etkileyebilecek cinsten bir değişim olması işten bile değildir. Bu yüzden ülke muhalefeti açısından CHP değil, MHP daha önemlidir. MHP’nin bu önemini yargı da yürütme de biliyor. Bu konu bu yüzden sandığımızdan daha büyük bir mesele halini alıyor. Bu sebepten dolayıdır ki, saçma hukuk sistemimizin geç de olsa doğru kararı vermesi elzemdir. Hep beraber bu sürecin nasıl devam edeceğini, ülkücü hareketin nereye gideceğini izleyeceğiz.