Kim Kazandı? Kim Kaybetti?

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Kim Kazandı? Kim Kaybetti?" adlı köşe yazısı...

Geçtiğimiz hafta Türkiye ile İsrail arasında, ilişkiler üzerine bir takım anlaşmaya varıldı. “One Minute”dan sonra gerilen ilişkiler (Şahsen ilişkilerin gerildiğine ya da bozulduğuna katılmıyorum. Hatta ekonomik anlamda daha iyi hale bile geldiğini düşünüyorum. Bunun için One Minute sonrası iki ülke arasındaki ticari ilişkilere bakabilirsiniz.) sözüm ona normalleşme sürecine girmiş oluyordu. Tabii bu anlaşma için iki tarafta bir şeyler söyledi. Türkiye tarafının söyledikleri, Mavi Marmara sonrası taleplerinin karşılanacak olmasıydı. İsrail ise her fırsatta Ortadoğu’da Türkiye ile birlikte hareket etmek istediğini dile getiriyor. Durum böyle olunca iki taraf için de masaya oturmak elzem oldu. Ancak anlaşmaya varılabilmesi için, iki tarafın da tavizler verip orta noktada buluşması gerekliydi. Nitekim bu çok gecikmedi ve oldu. Diplomaside barışın kaybedeni olmayacaktı. Böylesine önemli bir ikili anlaşmadan da kaybeden taraf çıkmayacak, win-win gerçekleşecekti. Kimin kazanıp kimin kaybettiği zaman içinde anlaşılacaktır tabii. Türkiye olarak İsrail ile ilişkilerimiz, aslında tarih boyunca hiç kötü olmamıştır. Anadolu topraklarında yüzyıllardır yaptıkları ticaretle var olan Yahudiler, Osmanlı İmparatorluğu zamanında da devlet yapısının en önemli kesimini oluşturdular, Cumhuriyet döneminde de. Çağlar boyu tacirlik yapmış bu millet, elinin ulaştığı her yerde, görünür hakimiyetin görünmez kısmında kendi iktidarını kurabilmiştir. Komplo teorisi ya da efsane ürettiğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu bir komplo teorisi değildir. Bugün dünyanın neresine gitseniz yönetim anlamında bir Yahudi lobisinin varlığına net olarak şahit olabilirsiniz. ABD’de en önemli karar mercilerinden birisi Yahudi lobisi iken, Rusya’da durum farklı değildir. Uluslararası siyasette Realizm ideolojisinin ürettiği bir gerçek vardır ki; “Paraya sahipseniz iktidara sahipsinizdir!” Bugün bunun kanlı canlı örneğini Yahudi lobilerinde ve o lobilerin yarattığı İsrail’de görebiliriz. 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ak Parti’ye oy toplayan bazı kesimlerin dillendirdiği sloganlar vardı. Gün, bu sloganları da konuşma günüdür. O gün atılan sloganların da bir gün konuşulacağı aşikardı. Peki neydi o sloganlar? Gelin şimdi hatırlayalım: “Türkiye halkı seçimiyle 1 Kasım gecesi bir karar verecek. Ya Tel Aviv gülecek ya da Gazze. Ya İsrail’den zafer çığlıkları yükselecek ya da Gazze’den…” İşte böylesine kirli propagandalarla seçmene her zamanki gibi bir şeyler dayatıldı. O günün gecesi denildi ki; Gazze kazandı, Tel Aviv kaybetti. Peki şimdi Kim kazandı? Kim kaybetti? Politika, kirli oyunların ve kirli planların yer aldığı bir değirmen. Bu değirmen döndükçe öğüttüğü tek şey, insanların masumane duyguları oluyor. İnsan, yaratılmışların en şereflisi olarak yaratılmış. Bu onura layık olalım, olabilelim…