İsimler Değişir "Acı" Baki Kalır!

TAKİP ET

Dünyanın en önde gelen, en güzel, en özel şehirlerinden olan İstanbul yine kana bulandı

Dünyanın en önde gelen, en güzel, en özel şehirlerinden olan İstanbul yine kana bulandı. Yine terör saldırısının odağında bu güzide şehrimiz vardı. Yine bizlere acı, bizlere hüzün kaldı. Olay gerçekleştikten sonra özellikle görsel basında acaba hangi örgütün üstleneceği konusu ön plana taşındı. Peki örgütlerin üstlenmesi olayın sonucunu değiştirecek mi? Ya da PKK'nın değil de IŞİD'in üstlenmesi yitip giden canları geri getirecek mi? Ya da terör örgütünün isminin değişmesi, harflerin yer değiştirmesi bu alçakça saldırıyı meşru mu gösterecek? Hangi örgütün bu hain saldırıyı üstleneceklerine odaklanmak yerine, içinde bulunduğumuz ve sonuna geldiğimiz 2016'da nasıl bu kadar büyük çapta terör saldırılarının yapılabildiği sorgulanmalı.. Ya da bu olayların bir daha yaşanmaması için neler yapılabileceği konuşulmalıdır.. Ne İlk Ne Son! Ülkemizde terörle mücadele yaklaşık 35 yıldır devam eden bir konu. Geçen süre zarfında örgütlerle silahlı mücadele içine girerek ya da diyalogla bu durumu çözmeye çalıştık ama görünen o ki pek başarılı olamadık. Elbette ki dış destek, lojistik imkanlar, saha bilgisi gibi konular bizim aleyhimize görünebilir ancak devletlerin terörle mücadelede elleri oldukça güçlüdür. Öncelikle ülkemizde istihbarat konusu baştan aşağı gözden geçirilmelidir. Bomba yüklü araçların sınırlarımızda nasıl bu kadar rahat gezebildiği, üzerine bomba bağlayan kişilerin nasıl bu kadar rahat bir şekilde eylem yapabildiği sorgulanmalıdır. Bunun yanı sıra hemen her toplu faaliyette güvenlik güçlerini açık hedef haline getirmekten vazgeçilmelidir. Bunun için de iktidar, muhalefet, STK'lar ve diğer tüm unsurların bir araya gelerek çözüme katkıda bulunmaları şarttır. Bir Futbol Maçında Bunca Polis Neden Var? Cumartesi akşamı yaşadığımız hain saldırıda olay Beşiktaş-Bursaspor maçının yapıldığı Vodafone Arena'ya çok yakın olan bir konumda gerçekleşti. Ülkemizde mücadele eden iki futbol takımının müsabakasına binlerce polisin gitmesi başlı başına bir sorundur. Sabahın adeta kör saatinde yola düşen polisler deplasmana gelecek 2-3 bin kişinin güvenliği için adeta teyakkuza geçmektedir. Neredeyse deplasman tribününe gelen taraftar sayısı kadar polis görevlendirilmektedir. Bu, son derece yanlıştır. Futbol, kitlelerin hafta sonlarını eğlenerek geçirmesi için düzenlenen bir sosyal faaliyettir. Futbola olduğundan fazla anlam yükleyen sözüm ona 'holigan' kişiler bu oyunun zevkini bir kenara itmektedir. Onlar için tek bir yol vardır o da takımlarının kazanmasıdır. Bu hasta ruhlu kişiler takımlarının puan kaybetmesiyle sürekli olay çıkarmaları ya da bunun hırsını başkalarından çıkarmaya çalışmaları polisin bu tip maçlarda yoğun mesai yapmasına neden olmaktadır. Sosyal aktivite olarak adlandırılması gereken futbol müsabakalarına bu kadar güvenlik gücü göndermek gerekiyorsa bu aktivite anlamını kaybetmeye başlamış demektir. Bu tarz bir ülkede futbol müsabakası oynamanın pek bir anlamı kalmamış demektir. Eğer bir spor müsabakası için binlerce güvenlik gücü sabahın erken saatlerinden itibaren mesaiye başlıyorsa spor müsabakalarını gözden geçirmemiz de gerekiyor. Elbete ki terör olaylarını lanetleyelim, ülke olarak dik duralım, terörün istediği gibi ülkemizden vazgeçmeyelim, umutsuzluğa kapılmayalım ama bu tip hain saldırıların tekrarlamaması için de tüm önlemleri alalım. Hem devlet hem de ülke olarak üzerimize düşen her şeyi yapalım. Ancak bu şekilde bu güzel ülkemizin daha yaşanılabilir bir ülke olmasını sağlayabiliriz. Terör saldırıları bizim ülkemize olan bağlılığımızı asla etkilemez ancak yitip giden canların hesabı da sorulmalıdır. Bunun için her kurum üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmelidir. Gün, siyasi farklılıklar, sportif farklılıklarla kapışma günü değil bir olma birlik olma günüdür. Hain saldırıda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim.. Ülkemizin başı sağolsun..

bombalı saldırı istanbul patlama maçka patlama terör saldırısı vodafone arena