HDP'den Diyarbakır Açıklaması!

TAKİP ET

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen Önemli Açıklamalar Yaptı

Diyarbakır Çınar'da meydana gelen ve 6 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısı ile ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) cephesinden konuyla ilgili açıklama geldi. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen bir açıklama yaptı. Çınar'da ki Terör Saldırısı! Ayhan Bilgen'e öncelikle Çınar olayı soruldu. Bilgen'in cevabı şu şekilde oldu: "Bu çatışmanın galiba kısır döngüsü olmaya başladı. Biz ısrarla bu kısır döngüden çıkmak için uyarıda bulunuyoruz. Biz kimsenin hayatını kaybetmesini istemiyoruz. İnsanlar şunu anlamalı ki bu savaşın kazananı olmaz ancak barışın da kaybedeni olmaz." "Dolayısıyla Çınar'da gerçekleşen saldırının önümüzdeki günlerde ki bunu asla istemeyiz başka bölgelere de yayılmaması için siyasi iradenin sorumluluk üstlenmesi son derece önemlidir. Bir an önce bu kanın durması için ve bölgenin yeniden istikrar kazanması için bir çaba, bir arayış içinde olmamız gerekiyor." Cumhurbaşkanı Hedef Gösteriyor! TBMM'de bir basın açıklaması yapan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen şu açıklamaları yaptı: "Barış Bildirisi metnine imza atan akademisyenler açıkça hedef gösterildi. Özellikle Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamalarda bu kişileri hedef gösterdi. Arkasından da Sedat Peker çıkıp 'Oluk oluk kanlarını akıtacağız' diye açıklama yaptı. Yaşanan çatışmalar ve şiddet dolayısıyla partimiz açıkça hedef alınıyor. Şiddet ve çatışmayla ilgili tutumumuz oldukça net." "Bizler hiçbir şekilde sivil ölümlerin normal görülmesini kabul edemeyiz. Biz sorunların ortadan kalkması için çalışıyoruz. Buna rağmen Sayın Cumhurbaşkanı partimizi hedef alan sözler söylüyor. Bizler barışın sağlanması için çalışırken siyasi irada bu sorunun çözülmemesi için çabalıyor. Cumhurbaşkanı'nın daha kapsayıcı bir dil kullanması gerekiyor. Onun sözlerinden güç alanlar da ortaya kanla duş alacağız diye çıkıyorlar." Ne Kadar Asker O Kadar Güvenlik Demek Değildir! Açıklamalarını sürdüren Bilgen şu sözleri kaydetti: "Biz askerlik hizmetinin zorunlu olmamasını savunuyoruz. Vicdani ret hakkını savunuyoruz. Askerlik yapmak isteyenler, bunu bir görev olarak yapabilirler. Ama dünyada bu görevin başka kamu hizmetleriyle karşılandığı birçok örnek var. Topluma karşı bir görevse başka yolları da bulunabilir. Güvenlik politikaları açısından da ne kadar asker varsa o kadar güvenlik içinde olmuyorsunuz. Asker sayısı güvenlikle doğru orantılı değildir."