Finansal Fair-Play ve Flaş Transferler!

Finansal Fair-Play ve Flaş Transferler!, Finansal Fair-Play Nedir ve Bu Kurallar Uygulanabiliyor Mu?

Futbola, Arap sermayesinin giriş yapması, Rus doğalgaz milyarderlerinin yatırım yapmasıyla birlikte transferlere inanılmaz paralar harcanınca, UEFA tarafından Finansal Fair-Play adı altında belirli mali kriterler açıklandı. 2004 yılından beri mali disiplinler üzerinde çalışan UEFA, en önemli adımı 2013 yılında attı ve Finansal Fair-Play(FFP) kurallarını uygulamaya başladı. Peki bu uygulamalar hangi maddeleri kapsıyordu? UEFA tarafından açıklanan kriterlere göre, kulüpler içinde bulunduğu yılın veya ara yılın mali tablolar listesini, gelecek döneme ait olan mali tabloları, vadesi geçen borç kontrollerini içeren tüm bilgileri UEFA'ya bildirerek lisans almak zorunda kaldı. Finansal Fair-Play ile birlikte, kulüp başkanları ya da yöneticiler kulüp için cebinden harcama yapamayacak, kulüpler kendi yöneticilerine ait olan borçlarını iade edecekler, 2012-13 yılından itibaren kulüpler gelirinden çok transfer harcaması yapamayacaklar, kulüplerin vadesi geçmiş futbolcu borcu bulunmayacak, futbolculara verilecek ücret toplam gelirin %70'ini geçmeyecek, kulüplerin yüksek fiyatlarla belirledikleri sponsorluk anlaşmaları gelir-gider tablolarına eklenmeyerek emsal mali rakamlar kabul edilecek, kulüplerin altyapı harcamaları gelir-gidere dahil edilmeyecek. Tüm bu kurallar ile futbolda tekelleşmenin önüne geçmek amaçlanmıştır. Böylece yatırım yapan zenginlerin piyasayı yükselterek, orta ve küçük ölçekli kulüplerin ezilmesi engellenecekti. Peki gerçekte ne oldu ve bu kurallar tam anlamıyla uygulanabiliyor mu? Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayır. Peki nasıl oluyor bu birlikte bakalım; Finansal Fair-Play nedeniyle para cezası alan onlarca kulüp bulunuyor. Bunun yanı sıra transfer yasağı getirilen ya da UEFA organizasyonlarından men edilen takımlar da mevcut. Ülkemizde bu konuyla Beşiktaş, Bursaspor gibi takımlar en ağır cezaları çeken takımlar oldular. Finansal Fair-Play nedeniyle UEFA turnuvalarına katılmama cezası alan takımlar, bunun yanı sıra para cezaları da aldılar. Finansal Fair-Play ile ilgili tahmin edeceğiniz gibi en ağır cezaları Manchester City ve Paris Saint-Germain kulüpleri aldı. Bu takımlara kadro kısıtlaması ve 60 milyon €'ya varan para cezaları kesildi. Peki bu cezalar caydırıcı oluyor mu diye sorarsanız, maalesef olmuyor. Sırf bu transfer döneminde Manchester City, 50 milyon Pond'a Sterling'i, 45 milyon Euro'ya Otamendi'yi 11.5 milyon Euro'ya Delph'i alırken, bir transfer daha yaptı ve 51 milyon Pound ödeyerek De Bruyne'i kadrosuna kattı. Sırf bu transferler için harcanan para yaklaşık 200 milyon Euro olurken, kulübün transferden elde ettiği gelirler çıkarıldığında 137 milyon Euro'luk bir zarar ortaya çıkıyor. UEFA, her ne kadar yüksek rakamlı reklam anlaşmalarını kabul etmese de Manchester City gibi kulüpler pek durmayacak gibi görünüyor. Bakalım bu kulüplere ne zaman turnuvalardan men cezası verilecek ya da verilebilecek mi, hep beraber göreceğiz. Hangi kural gelirse gelsin, futbol sanayileşmeye ve tekelleşmeye devam ediyor.