Evrensel Değerler Halep'de Çöktü

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Evrensel Değerler Halep'de Çöktü" adlı köşe yazısı.

AB ile birlikte Avrupa’nın Dünya’ya pazarladığı ya da pazarlamayı düşündüğü evrensel değerler vardı. Avrupa bunları İnsan hakları, özgürlük, eşitlik, bireycilik, milliyetçilik diye tanımlıyordu. Yıllar geçtikçe Avrupa’nın bu değerler üzerinden bir sömürü imparatorluğu yarattığı kabak gibi ortaya çıktı. Avrupa’nın zulüm tarihini bilenler; Cezayir, Bosna, Hindistan, Güney Afrika gibi yerlerin tarihini de çok iyi bilirler. Avrupa’nın karanlık tarihi, bu değerlerin anlamını yitirdiğine işaret değildir. Bu değerler insanlık yaşadıkça var olacak değerlerdir. Bu değerleri yaşatacak olan erdemli insanlar tarihin her döneminde var oldu ve olacaktır. Avrupa ve ABD özelinde bütün Dünya bugün yine çok önemli bir sınavdan geçiyor. Sınavın adı: Halep… Bu sınav bütün insanlığa yapılan bir sınav ve sonucu, bütün insanlık değerlerimizi etkileyecek. İnsanlığa olan inancımız 21.yüzyılı yaşadığımız şu zamanlarda kayboldu mu? Bilmiyorum. Ancak bildiğim tek bir şey var o da Avrupa’nın “Avrupa Değerleri” olarak sunduğu ve “Evrensel Değerler” adını verdiği İnsan hakları, özgürlük, eşitlik gibi önemli kavramların artık çöktüğüdür. Yanlış anlaşılmasın bu değerler, değerlerinden bir şey kaybetmiyorlar sadece Avrupa’nın sahiplendiği Evrensel Değerler çöküyor. Bugün bu değerler, vicdanı olan her insan için bir anlam ifade ediyor. Bir anlam ifade etmeyen insanlar için ise bu değerler çöktü. Halep sınavından AB, ABD, Rusya, Çin ve diğer emperyal hedef sahibi ülkeler geçemedi. Bu durum onlar için bir şey ifade ediyor mu? Tabii ki etmiyor. Emperyalizm hiçbir zaman Halepli Ümran ve Suriyeli Aylan bebeği umursamayacak. Fakat bir şeyi çok iyi biliyorum; Vahşi Emperyalizm, Ümran ve Aylan kadar büyük de olamayacak. Bu iki masum çocuğun içine akıttığı gözyaşları emperyalizmi boğmaya yetecek. Dikkat edeceğimiz nokta, o akıntıda bizim olmamamız. Halep’in yangın yerine dönmesi bizler için bir şeyler ifade etmiyor, içimizde bir uyanışa titreyişe vesile olmuyorsa, biz de o akıntıda boğulmaya mahkumuz demektir. Bugün Dünya üzerinde en büyük katilin IŞİD olduğu varsayımından yola çıkıyoruz. Bütün haber kaynakları, ajanslar, devletler, otoriteler bize böyle söylüyor. Ancak bize bunları söylerken IŞİD’in yaklaşık 20.000 sivili, Esad rejiminin ise yaklaşık 200.000’den fazla sivili öldürdüğü söylenmiyor mesela. Ya da koalisyon uçaklarının yanlışlıkla(!) kaç sivilin hayatına kastettiğini? İşte bütün bunlar Küresel Emperyalizm’in devasa boyutunu gözler önüne seriyor. Emperyalizm, yolunun üzerine çıkan kimseyi affetmiyor. Yoldaşlarını da saklıyor, ödüllendiriyor. Kısacası Halep, ölü haldeki İslâm dünyasını, yitik insanlığımızı ve kaybettiğimiz birçok şeyi hatırlatıyor bizlere… Halep, yüreğimizin içli yangını… Affet Allah’ım…