Enkaz altında yaşadıkları korku dolu anları anlattılar! 'Anne; babam öldü, elleri buz gibi'

TAKİP ET

Ülke genelinde deprem faciasının yaralarını sarmaya devam ederken yaşanan korku dolu o anların hikayeleri yürekleri sızlattı. Yıkılan binada eşini ve 8 yaşındaki kızını yitiren , 50 saat sonra diğer kızıyla beraber enkazdan çıkartılan Fatoş Seçkin 'küçük kızım evcilik oynuyoruz sanıyordu' dedi.

Depreme Osmaniye Devlet Hastanesi’ndeyken yakalan 67 yaşındaki Elif Özbek ise korku dolu anları anlatarak ‘Hastane döküldü, kimse kalmadı. Mahşer yeri gibiydi’ ifadelerini kullandı.

Deprem anını anlatan Özbek, "Sarsıntı başladı, odama gelen bir hemşire üzerime bir çarşaf bağladı, bir de battaniyeye sardı. İki hasta bakıcı kucakladı beni aşağıya indirdi. Yer, altımdan bir gidiyor, bir geliyor. Hastane döküldü, kimse kalmadı. Mahşer yeri gibiydi. Sonra Ankara'ya getirdiler, burada ameliyat oldum" şeklinde konuştu.

“EŞİM KIZLARIMIN ÜZERİNE EĞİLMİŞTİ”

Depreme çocuk odasındayken yakalandıklarını ifade eden Fatoş Seçkin, “2 kızımla beraberdik yatak odasından eşimin yanına gittik. Tam yatak odasına yakalandık. İlkinde hemen yıkıldı. Belki 4 saniye bile sürmedi. Kaçmaya, düşünmeye fırsatımız olmadı. Hemen göçük altında kaldık. Eşim, 2 kızım aynı yere ben ise farklı yere düştüm. Eşim kızlarımın üzerine eğilmişti. Sadece büyük kızımın sesi geliyordu. Küçük kızım çok konuşmuyordu. Eşimden hiçbir şekilde ses gelmedi. Kaç dakika durduğumuzu çıktıktan sonra öğrendim. Eşimin ve kızımın cenazesini hemen çıkarmışlar. Büyük kızım ayağı sıkışmış dediler, 2 saat süren çalışma ile baza arasından bacaklarını çıkardılar. Ben de 50 saat sonra çıktım. Aynı odadaydık ama ben demek sallantı anında daha geriye gitmişim” şeklinde konuştu.

“ENKAZ ALTINDA KONUM ATTIM, 112’DEN YARDIM İSTEDİM”

Enkaz altında yardım istediklerini dile getiren Seçkin, “Anne ne zaman çıkacağız, ne zaman gelecekler dedi. Deprem anında eşimin telefonu şarjdaydı onu aldım. Sallanırken elimde tuttum. Göçük altında kalır kalmaz 112’yi aradım. Eşimin birkaç arkadaşına konum attım. 112’den yardım istedim, nerede olduğumu ve hangi enkazda olduğumuzu söyledim. Hep karanlıktı, sabah mı akşam mı bilmiyorduk. Hiçbir şekilde üşümedik. Çocuğum da üşümemiş. Büyük kızım ‘Anne babam öldü’ dedi. Neden öyle söylüyorsun dedim. ‘Anne ben babamın öldüğünü biliyorum çünkü elleri buz gibi oldu. Elimi burnuna veriyorum babam hiçbir şekilde nefes almıyor’ dedi” şeklinde konuştu.

“KÜÇÜK KIZIM EVCİLİK OYNUYORUZ SANIYORDU”

Kızını teselli etmeye çalışırken diğer depreme yakalandıklarını belirten Seçkin, “O depremle birlikte yan binalardan da parçalar dökülmeye başladı. Biz bu kez daha çok sıkıştık. İyice kitlendik hiçbir şekilde kolumuzu oynatamadık. Küçük kızım ağladı, ‘anne çok susadım kalk da bana bir bardak su ver öyle geri gel yat yerine’ dedi. Kızım şimdi kalkamayacağım dedim. Kızım evcilik oynuyoruz sanıyordu. Yok kızım ben de kalkamıyorum, sizde kalkamıyorsunuz gözünü kapatın sesinizi çıkarmayın dedim. Çünkü bağırdıkça yerdeki toz duman havaya kalkıyordu ve boğazımız kapanıyordu. En son, elim kadar bir taş vardı. Taşı başımın altına koydum, Allah’ım daha ne olacaksa olsun dedim ve o dakika gözümü kapattım. Uyudum mu bayıldım mı bilmiyorum. Gözümü açtığımda çok küçük bir ışık gördüm. Eşimim halasının oğlu elimi tutuyordu. Yenge çıktınız dedi. 14 gündür yoğun bakımdaydım, daha yeni servise aldılar. Kızım aynıydı. Sadece tek isteğim bacaklarımızın tutup ayağa kalkmamız” dedi.

“ÇOK ŞÜKÜR BİRİ CENNETE GİTTİ DİĞERİ DE BENİMLE KALDI”

Seçkin, konuşmasının devamında, “Hiçbir zaman sağ çıkacağım aklıma gelmedi. Şimdi de Allah’ım sen bizi oradan çıkardıktan sonra daha bize bir şey olmaz diyorum. O kadar çok kötü bir andı. Allah kimseye yaşatmasın. Çok şükür oradan çıktık. Eşim ve kızımı kaybettim. Tek dayanağım büyük kızım. Başka da kimse kalmadı. Çok şükür biri cennete gitti diğeri de benimle kaldı. İlk gideceğimiz yer mezarlıktır. Eşimle kızım mezarına gideceğiz” ifadelerini kullandı.

deprem korku dolu anlar