Egemenlerin Şekillendirdiği Tarih Bilimi

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "Egemenlerin Şekillendirdiği Tarih Bilimi" adlı köşe yazısı.

Tarih, yüzyıllardır insanları ve toplumları etkileyen en önemli bilim dallarından birisi olarak kabul edilir. Bir sosyal bilim alanı olarak Tarih, hepimizin hayatında en önemli yerde duruyor. Tarih ve Siyaset ilişkisi devletler tarih sahnesine çıkmaya başladıklarından beri var olmuş ve olmaya da devam edecek. Tarih ne kadar siyasi olmalı? Ya da Siyaset ne kadar tarihi olmalı? Soruları bu işe kafa yoran onca insanın başlıca problemli sorularıdır. Dünyada köklü bir tarihe sahip olan belli başlı birkaç millet vardır; Çinliler, Ruslar, Acemler gibi… Kendi oluşturduğu bir tarihe sahip olan dünyadaki sayılı milletlerden birisi de Türklerdir. Türkler tarihte savaşkanlığıyla nam salmış bir millet. Bunun haricinde her fırsatta devlet kurmakla ünlenmiş bir millet. Lâkin konu devletin kendisi değil de kurumsal yapıları ve ideolojisi yani işin siyasetine geldiğinde bir o kadar kötü bir yerde durmaktadır Türkler. Dünya siyasetinin geneline baktığımızda hali hazırda var olan problemler, Türkiye’de daha çok problemli hale gelmekte maalesef. Bunların en başında istisnasız her iktidar döneminde var olan tarihi eğitim meselesi gelir. Bilenler biliyor ki tarih eğitimi meselesi, bugün ulus-devletlerin hüküm sürdüğü çağımızda en önemli mesele halini almış. Milliyetçiliğin tavan yaptığı birçok toplumda yalan yanlış tarih eğitimi de iktidarlar tarafından müfredatlara sokuluyor. Buna dünyada birçok örnek verilebilir ama en yerinde örnekler İsrail, Yunanistan, Ermenistan gibi ülkeler olsa gerek. Tarih eğitimlerini diğer milletlerin kötülüğü üzerine kurgulayan aşırı milliyetçi, şövenist en ileri derecede faşist müfredatlar oluşturulmakta, dünyaya insaf ve izan sahibi tarihçiler bahşedilememektedir. Maalesef bu kervana Türkiye de bir ulus-devlet olarak kayıtsız kalmamış, elinden gelen desteği vermiştir. Atasoy Müftüoğlu’nun da dediği gibi Türkiye’de itiraf edilmemiş bir milliyetçilik var. Türkiyeciler kervanını bugün hemen hemen her yerde görebiliriz. Oysa ki Tarih, en tarafsız olunulması gereken bir sosyal bilim alanıdır. Tarihçiler tabii ki bir ideolojiye sahip olacak, bir aidiyetleri olacaktır. Ancak konu tarihin tarafsızlığına geldiğinde en vakur hallerini sergileyeceklerdir. Bütün dünya milletleri olarak tarihin bu yanını yitirdiğimiz için bugün zelil bir hal yaşamaktayız. Belki Avrupa başta olmak üzere Batı zelil bir hal yaşamıyor diyenler olabilir. Fakat bence izzet, refah, huzur sadece maddiyatla olacak bir şey değil. Tıpkı Muhammed İkbalin dediği gibi, bugün Doğu aklını kaybettiyse eğer, Batı da vicdanını, yüreğini, hissiyatını kaybetti. Kısacası hepimiz bir şeyler kaybediyoruz. Önemli olan doğru tarihimizi kaybetmemek…