Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Çok Sert Tepki: "Sanatçı Müsveddesi, Şimdi Git Bunun Bedelini Öde"

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan DEİK Olağan Mali Genel Kurulu'nda Yaptığı açıklamada Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'in sözlerine çok sert çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada; "Beni ipe götüreceklermiş. Bunu sanatçı görünümü altındaki müsveddeler yapıyorlar. Yahu senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Kalkacaksın sen bu ülkenin Cumhurbaşkanını ipte sallandıracaksın, şimdi git bunun yargıda bedelini öde" dedi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2018 Yılı Mali Genel Kurulu'nun Açılışında konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dünyanın ciddi değişimler yaşadığı bir süreç içerisinde olduğunu yeni yapısıyla ve yeni yönetimi ile DEİK'in iş dünyasının bilhassa da ihracatçıların lokomotif kuruluşu haline geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamadan satırbaşları şekilde;

"Tıpkı, 2019 yılı için belirlenen 'işimiz, gücümüzü dünyaya  taşımak'... Bu bizim parolamız. 2019 bu noktada çok ama çok farklı olacak.  Sizlerden Türkiye'nin ekonomik gücünü yakın coğrafyamızdan başlayarak, tüm  dünyaya taşımanızı bekliyorum. Bunun için de DEİK, icrai bir kurul olmasının yanı  sıra iç dünyamıza ufuk açacak, yol ve istikamet çizecek, fikri egzersizler de  yürütmelidir. DEİK, dış ekonomik ilişkilere dair stratejiler hakkında raporlar  üretmeli, uygulanmasını sağlamalı, sonuçlarını da yakından takip etmelidir. Bu  yönde yapacağınız çalışmalarda da her zaman sizlerin yanında olmayı  sürdüreceğim."
Erdoğan, gerek 2011 yılı gerekse o günden bugüne gelen sürece  değinerek, "11 yılı aşkın Başbakanlığım döneminde, gerekse de Cumhurbaşkanlığımız  süresince DEİK'in çalışmalarına özel önem verdik. Afrika'dan Güney Amerika'ya  kadar ziyaret ettiğimiz her yere DEİK'i de davet ederek, iş adamlarımız arasında  köprüler kurduk. Küçük, büyük demeden firmalarımızın sorunlarını çözmek, sizlerin  karşılaştığı sıkıntıları gidermek için ciddi gayret gösterdik. Bundan sonraki  süreçte, bu çatı aslında KOBİ'leri de almak suretiyle ufku daha da genişletmek,  KOBİ'lerin bakış açılarını çok daha güçlü hale getirmek için bir adım atmamızın  da gereğine inanıyorum." diye konuştu.
Bürokrasiden teminat mektuplarına, gümrük sorunlarından tır  şoförlerinin meselelerine kadar her işle yakından ilgilendiklerini vurgulayan  Erdoğan, bütün bunları iş adamlarına daha rahat, daha güvenli bir ticaret ortamı  tesis etmek için yaptıklarını söyledi.
İhracat artsın, yatırımlar çoğalsın, istihdam, büyüme, üretim  katlansın diye bu mücadeleyi yaptıklarını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam  etti:
"2002 yılında yola çıktığımızda, bizim ihracatımız neydi? 36 milyar  dolar. Şu anda nereye geldik? 170 milyar dolara geldik. İhracatçı firma sayımız  31 bindi. Ama bunları ana muhalefetin başı bilmez, anlamaz bu işlerden. İki kat  arttırdık, şu anda 71 binin üzerine çıkardık. Yürürlüğe koyduğumuz düzenleme ile  8 bin 582 ihracatçımıza, yeşil pasaport imkanı getirerek pek çok ülkeye vizesiz  seyahatin yolunu açtık. Talebi geri çevirmedik. EximBank'ın sermayesini, 3 milyar  liradan 10 milyar liraya çıkardık. İhracatçılarımıza sadece geçtiğimiz yıl 2  milyar liranın üzerinde nakit destek sağladık. 1975-2002 döneminde ülkemizde  sadece 15 milyar dolar doğrudan yatırım yapılmışken son 16 yılda 201 milyar  doların üzerinde doğrudan yatırım rakamına ulaştık."

"ÜLKEMİZİ TÜM DÜNYADA GÖRÜNÜR, TANINIR HALE GETİRDİK"

Her sene dünyanın farklı kıtalarını, farklı ülkelerini ziyaret ettiklerini, gittikleri ülkelerin sanayici ve iş adamlarıyla Türkiye'deki iş adamlarını bir araya getirdiklerini anlatan Erdoğan, "Liderler olarak tüm iş  adamlarına oralarda bir heyecan, onlara ciddi manada girişimci ruhunu aşılayalım  istiyoruz. Gerek resmi ziyaretler, gerekse ev sahipliği yaptıkları uluslararası toplantılar münasebetiyle, devlet ve hükümet başkanlarını da ülkemizde ağırlıyoruz. En son İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile Çankaya Köşkü'nde iş adamlarımızı bir araya getirdik. Bunlar ilk ama biz kararlıyız, yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bu ziyaretler ve temaslardan şahitlik ettiğimiz tablo şudur. Bugün Türkiye 15-20 yıl öncesine kadar esamesinin dahi okunmadığı pek çok ülkede sadece resmi misyonlarıyla değil, iş adamlarıyla, firmalarıyla,  ürünleriyle, sivil toplum kuruluşları ile vardır. Müteahhitlik hizmetlerimizle,  dizilerimizle, sinema filmlerimizle, sağlık hizmetlerimizle ve kültürümüzle,  ülkemizi tüm dünyada görünür, tanınır hale getirdik." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında göreve geldiklerinde doğru düzgün hiçbir yatırımın olmadığı bölgelerde bugün Türk girişimcilerin üretim ve ticaret  yaptığını, yüz binlerce insana istihdam sağladığını belirtti.
Müteahhitlerin, Afrika'dan Rusya'ya, Kazakistan'dan Balkanlar'a çok geniş bir coğrafyada göğsü kabartan projelere imza attığını vurgulayan Erdoğan,  "Senegal'in başkenti Dakar'a gidiyorsunuz, sizi orada Türk müteahhitlerin yaptığı  Batı Afrika'nın en modern havalimanı karşılıyor. Yeni, muhteşem bir kapalı spor  salonu yaptılar. Tüm Afrika'ya ses verecek. Bunları artık Türkiye ve Türk  yapıyor. Havalimanını, kapalı spor salonunu, yollarını alt ve üst yapısıyla  yapıyor. Bununla birlikte ses veriyor Gana'ya, Gambia'ya, Endonezya'ya..." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonazya'daki tsunamiye değinerek, "Ne yazık ki 170 kadar Endonezyalı  kardeşimiz burada öldü. Allah rahmet eylesin ve tüm Endonezya halkına Türk halkı  olarak başsağlığı dileklerimizi bu vesileyle burada iletmiş oluyorum." diye  konuştu.

"BUNLARIN HİÇBİRİNİ BİZ BİLMİYORDUK DEĞİL Mİ? "

Türkiye'nin tersanelerinde inşa edilen dev enerji gemilerinin ürettiği elektriği dünyanın kullandığını belirten Erdoğan, şu anda Pakistan'a 4 önemli  Milgem Projesini yürüttüklerini, orada üretip teslimatını yapacaklarını, bunun da  1 milyar doların üzerinde bir proje olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika bölgesinde insanların Türk  sermayeli şirketlerin imal ettiği buzdolaplarını, çamaşır makinelerini,  fırınları, ev eşyalarını kullandıklarına şahitlik ettiklerini dile getirerek,  "Bunların hiçbirini biz bilmiyorduk değil mi? Ama işte oralarda seyahat  ettiğimizde, bir de bakıyoruz ki evet bizim firmalarımızın ürünleri orada  kullanılıyor, ne mutlu bize." ifadesini kullandı.
Pakistan'dan Kuveyt'e, birçok ülkenin milli güvenliğini, Türk savunma sanayinin geliştirdiği mühimmatlara, askeri araçlara emanet ettiğini gördüklerini  dile getirerek, "Allah'a şükürler olsun. Dünyanın hangi kıtasına gidersek gidelim muhakkak ki orada 'Made in Turkey' damgalı bir ürünle karşılaşıyor, bir Türk firmasının başarı hikayesini orada dinliyoruz. Bugün diplomatik misyonlarımızla beraber Türk şirketleri ve iş adamlarımız bayrağımızı yüzlerce ülkede gururla dalgalandırıyor." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin, diplomaside, insani yardımlarda olduğu kadar ticaret diplomasisinde de kendisinden giderek daha fazla söz ettirdiğini vurgulayarak, görüştükleri hemen her devlet adamının Türk yatırımcıların başarısından, dürüstlüğünden, dinamizminden ve taahhütlerine bağlığından bahsettiğini aktardı.

"BU BAŞARI HEPİNİZİN ORTAK BAŞARISIDIR"

Yabancı şirketlerin sürüncemede bıraktıkları projeleri Türk firmalarının üstlenerek rekor sürelerde bitirip teslim ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu milletin değerlerini temsil ettiğiniz, şahsımla beraber devletimize bu gurur tablolarını yaşattığınız için sizlere gönülden teşekkür ediyorum. Hiç şüphesiz bu başarı, hepinizin ortak başarısıdır. Bu başarı öncelikle devletine, iradesine, demokrasisine, gerektiğinde canı pahasına istiklal ve istikbaline sahip çıkan aziz milletimizin başarısıdır. Bütün bunlar Türkiye’nin kendine güvendiğinin, kendine inandığının, uzun yıllardır ihmal ettiği potansiyelini artık harekete geçirdiğinin işaretleridir. Özellikle bu seviyeler, Türkiye'nin sadece ihracat, yatırımlar ve ekonomi alanında değil, aynı  zamanda siyasette, uluslararası ilişkilerde ve daha benzer birçok konuda  kaydettiği ilerlemenin sonuçlarıdır. Ülkemiz bu noktalara Cumhurbaşkanından bürokratına, siyasetçisinden emekçisine, sanayicisinden esnafına kadar 81 milyonun her bir ferdinin tam bir seferberlik ruhuyla hareket etmesi neticesinde  gelebilmiştir. "
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı hedeflere yöneldikleri, aynı heyecanı paylaştıkları, bir duvarın tuğlaları gibi birbirlerine kenetlendikleri sürece Allah’ın izniyle Türkiye'nin yeni destanlar yazmaya devam edeceğini vurguladı.
Bu bakımdan 2019'u farklı gördüğünü dile getiren Erdoğan, "2019 farklı  olacak. Karamsarlığı ve ümitsizliği kapımıza yaklaştırmadığımız müddetçe  ülkemizin şahlanışını durduracak hiçbir fani güç yoktur." ifadelerini kullandı.

"BİRÇOK SINAMAYLA SALDIRIYLA YÜZLEŞTİK"

Erdoğan, hiçbir zaferin altın tepside sunulmadığını vurgulayarak,  şöyle devam etti:
"Ticarette, eğitimde, bireysel hayatta olduğu gibi ülke yönetiminde de  her başarının gerisinde, sabır, gayret ve çok çetin bir mücadele vardır. Ülkemizi ekonomide, diplomaside, demokraside, ticarette, ihracatta, istihdam ve  yatırımlarda büyütürken diğer taraftan da birçok sınamayla, birçok saldırıyla  yüzleştik.
İçerideki vesayet odaklarıyla birlikte Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen dışarıdaki hasımlarımızın operasyonlarına maruz kaldık. İktidarımızın ilk dönemlerinde, devletin içine çöreklenmiş, devleti kendi tapulu mülkü gibi görenlerin direnciyle karşılaştık. Sivil siyasetin tepesinde Demokles'in kılıcı gibi duran, çıkarları tehlikeye girdiğinde darbe yapmaktan çekinmeyen bu kesim,  rahatsızlıklarını çok farklı yollarla gösterdi. Merhum Adnan Menderes'in kalkınma hamlesinin önü provokasyonlarla kesildiği gibi bizim demokrasi mücadelemiz de kışkırtmalarla, darbe çığırtkanlıklarıyla siyasi cinayetlerle test edildi."
Hukuku hiçe sayan ideolojik yargı kararlarıyla Türkiye'ye çağ atlatacak pek çok projenin engellenmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, "Elbette bu girişimlerin hiçbiri bizi vatanımıza hizmet etmekten alıkoymadı ancak hızımızı yavaşlattı, milletimize gereksiz şekilde vakit kaybettirdi. Bunu sizler de zaten yaşadınız. Bu yöntemlerle muvaffak olamayınca, sokak olaylarını devreye aldılar.  IMFye borcu sıfırladığımız, faizlerde en düşük seviyeleri 4,6 gibi yakaladığımız,  ihracatımızın ve Merkez Bankası'ndaki rezervlerimizin 136 milyar dalara kadar çıktığı, rekor kırdığı bir dönemde akıl, izan dışı bir saldırıya maruz kaldık."  diye konuştu.

"BURAYI FRANSA, HOLLANDA ZANNETTİLER, YANILDILAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki 12 tane ağacın bahane edilerek sokak üzerinden Türkiye ekonomisinin hedef alındığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O günleri şöyle bir hatırlayın. Burayı Fransa zannettiler, burayı Hollanda zannettiler, yanıldılar. Biz 15 Temmuz'da da nasıl yanıldıklarını kendilerine gösterdik. Sen belki tanklar arasında kaçar gider Bakırköy Belediyesi’ne sığınırsın ama biz bulunduğumuz yerde dimdik, milletimizle el ele,  omuz omuza durur ve bu tür terör eylemini, darbe eylemini evelallah pes ettiririz. Esnafımızın dükkanlarını yağmaladılar, İstiklal Caddesi'nde neredeyse dükkan bırakmadılar, polisimize kurşun sıktılar, caddeleri, iş yerlerini,  insanlarımızın vergileriyle alınan o belediye otobüslerini yaktılar, yıktılar.  Bunlar mı vatansever? Bunlar mı milliyetperver? Bunların arkasında duranları siz nasıl savunuyorsunuz? Sen ana muhalefetin başı olsan ne yazar, olmasan ne yazar.  Bunlarda vatanseverlik yok, milliyetperverlik yok. Olmuş olsa çıkıp bunları teşvik, tahrik etmezlerdi. 'Siz ne yapıyorsunuz' derdi. İstanbul'da Başbakanlık ofisini bombalamaya gelenleri savunan, kalkıp iş makineleriyle beraber  yollarımızı ne yazık ki kanallar açmak suretiyle bozanlar, bunlarla beraber  olanlar bu milleti seven olabilir mi? Güneydoğu'da o kanalları açanlar, o  hendekleri açanlar neyse ana muhalefetin başı da aynen odur, hiçbir farkı  yoktur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdat gezen metin akpınar son dakika son dakika haberi