Bursa'da yaşadığı halde kayıtlarda ölü olarak kayıt edilmiş

TAKİP ET

Almanya'dan dini nikahlı eşinin isteği ile 1987 senesinde geldiği Bursa'nın İnegöl ilçesine ikamet etmeye başlayan Bosna Hersek vatandaşı bir kadın, 36 yıldır Türk vatandaşlığı kazanmak için mücadele veriyor.

Bosna Hersek'teki adı Mileva Dosen olan ve Türkiye'de adı ise Emine Sarıal olan 72 yaşındaki kadın, 1987 senesinde dini nikahlı eşi Ömer Sarıal ile beraber Almanya'dan İnegöl'e geldi. İnegöl'de doğan 2 çocuğu, babalarının velayeti ile Türk vatandaşı oldular. Ancak anneleri dini nikahlı olması nedeniyle Türk vatandaşlığı kazanamadı. Senelerce başvurmadığı kurum kalmadığını ifade eden Mileva Dosen, bir türlü Türk vatandaşı kimliğini alamadı. Herhangi bir geliri olmadığını ifade eden kadın, yapılan erzak ve para yardımları ile yaşamaya çalıştığını ifade etti.

'TEDAVİ ALTINA ALINMASI LAZIM'

Annesinin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan kızı Zeliha Sarıal, "1987 yılında annem iki aylık hamileyken, annemle babam Almanya'dan Türkiye'ye geliyor.Ben Bursa'da doğuyorum. Babam İnegöl ilçesindeki daireyi kendi üzerine alıp Samsun Bafra'ya yerleşiyor. Annem, abim ve ben İnegöl'de kalıyoruz. Annemin Türk vatandaşı kimliği yok. Benim ve abimin Türk kimliğimiz var. Annem şuan da 72 yaşında, rahatsız, hasta. 36 yıldır annem Türkiye'de, İnegöl ilçesinde mücadele veriyor. Annemin kimliği olmadığı için hiçbir şekilde sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Annemin kimliği olsa; en azından sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek, yaşlılık maaşı alabilecek, yeşil kartı olabilecek. Annemin şu anda omurgasında kırık var, tedavi altına alınması lazım. İlacıdır, iğnesidir elimden geldiğince ben yapıyorum. Ama beni de aşan şeyler olduğu için ben de tek başıma yapamıyorum. Sizlerden yardım bekliyorum, yardım istiyorum. Annemin kimliği olsun, kimliğine kavuşsun. En azından yaşlılık maaşı olur, yeşil kartı olur yani insan gibi yaşamasını istiyorum. Annemin şuan oturduğu ev babamın üzerine. Annem yaşadığı sürece o kalacak ama annem vefat ettiğinde ilk eşinden 4 tane çocuğu olduğu için miraslık durumda. Çok uğraştık. Yabancılar şubesine gittik. Annemi ilk başta burada oturma izni olmadığı için yurtdışına göndereceklerdi. Ben çok küçüktüm hatırlıyorum sürekli gidip geldik. Annemin Yugoslavya'ya gidip oradan bir doğum belgesi istediler. Çok öncesinden savaş olduğu için annem orada da ölü gözüküyor. Annemin orada kimsesi olmadığı için elimize bir belge ulaşmadı. Kaymakama da Başkan'a çıktık ne yapabiliriz diye 'Bizde teyze için çok uğraştık ama olmuyor' dediler. Nereye gittiysek nereye başvurduysak hiçbir sonuç alamadık. Babam bizi üzerine aldığı için bizim kimliğimiz var. O da komşuların zoruyla hani çocuklar büyüyecek, okula gidecek kimliksiz olmaz diye bize kimlik çıkardı. Yani benim de abimin de kimliği olmayabilirdi. Şükür bizim kimliğimiz var ama annemin kimliği yok. Yani zor durumda, çok çaresiziz. Her yere başvurdum. Zaman kaybı olmadığını, hastamın yatalak olduğunu ve tedavi altına alınması gerektiğini, kanserden şüphelendiler, kemik erimesinden bahsettiler. Kaymakamlığa gidiyorum, onunla görüşmek istiyorum, beni sosyal yardımlaşamaya gönderiyorlar. Oradakilerle konuşuyorum, annemi tanıdıklarını, buradan yardım aldığını söylüyorlar. Ama onlarda annemin hastaneye yattıktan sonra ne kadar masraf çıkarsa benim kızı olarak giderek dilekçe yazmamı, sonrasında onları Kaymakamlık'ın karşılayıp karşılamayacağını, masrafın ne kadar çıkıp çıkmayacağını da bilmiyoruz dediler. Ben çalışıyorum, iş yerimden izin alıp annem için her yere gittim. ‘Teyzenin kimliği, maaşı, sigortası yok, biz bir şey yapamayız’ dediler. Sizin aracılığınızla inşallah sesimizi duyuracağız. Annem çok mücadele etti; sabretti, bu evde oturdu, ayakları üzerinde durmaya çalıştı. Ama rahatsızlık gelince ne yapacağımızı bilemiyoruz, benim annemden başka kimsem yok. Annemin de benden başka kimsesi yok. Bir tane kızım var, o da okula gidiyor. Anneme bakmak zorundayım, kızıma bakmak zorundayım. İş yerimden izin aldım, Allah razı olsun çok yardımcı oluyorlar. Sizlerden yardım bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Mileva Dosen ise yaptığı konuşmasında, "Ben Türküm ve Müslümanım. Kimlik istiyorum. Ben Türk bayrağını seviyorum" dedi.