Biz Yine de Bıkmadan Barışı Anlatalım, Belki Anlarlar…

TAKİP ET

Üst üste şehit haberleri alıyor olmamız yeterince yüreğimizi dağlamıyormuş gibi, birde Ankara'daki korkunç katliam

Üst üste şehit haberleri alıyor olmamız yeterince yüreğimizi dağlamıyormuş gibi, birde Ankara’daki korkunç katliam... İnsan duruyor, bir düşünüyor, okuyor, inanamıyor. Nasıl olabilir diye haykırıyor içinden? Nasıl! Nasıl! Nasıl! Dili ne olursa olsun, dini, ırkı ne olursa olsun, sadece barış için bir araya gelmiş onca insan… onca genç… Üniversiteli Elif, doğum günü olan Metin Kürkçü, mobilyacılık yapan Ramazan, 1 yıllık evli olan Yılmaz ve Gülhan, 7 yaşındaki Veysel… Düşündükçe deliriyor insan… Neden! Neden! Neden! Yığınla siyasal boyutu var bu meselenin; hükümetin suçu mu? Istihbaratın mı? Güvenlik zaafiyeti var mı? Bunlar elbet konuşulacak. Konuşulmalı da… Giden canları hiçbir şeyin geri getirmediği gerçeği de var ne yazık ki… Ama bu vahşetin, bu dehşetin arkasındakilerin bulunması biraz da olsa su serpecek yüreklere… Haftalardır lanetliyoruz terörü. Devam da edeceğiz. Kimileri buna klavye delikanlılığı diyecek, kimileri ölenler için “oh olsun” diyecek, kimileri sürekli birilerini eleştirecek. Biz yine teröre lanet edeceğiz. Boğazımız patlayana kadar… Lanet! Lanet! Lanet! Ben size hiçbir film önerisinde bulunamıyorum. Elim varmıyor. Halbuki, çok iyi filmler vizyon bekliyordu bu hafta. Ama gözüm bile gitmiyor. Barışa adanmış filmleri, belgeselleri izleyelim dostlar, şarkı ve türküleri dinleyelim. Düşüncemiz, inancımız ne olursa olsun barıştan asla vazgeçmeyelim... Atatürk'ün, Barış'ın ve Cumhuriyet'in elçileri olalım... Ve onlara, barış istemeyenlere karşı; biz yine bıkmadan barış diyelim, bıkmadan barışı anlatalım… Belki bir gün anlarlar diye; inatla Barış! Barış! Barış!