BİR RUSYA EKSİKTİ !

TAKİP ET

Mertcan YOLDAŞ'ın "BİR RUSYA EKSİKTİ!" adlı köşe yazısı.

Küresel Emperyalizm bütün dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Vahşi Kapitalizm belki de en çılgın, en gösterişli, en olağanüstü çağlarını yaşıyor. Bugün Suriye özelinde Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler artık dünyanın vehamet arzeden durumunu kanıtlar gibi. Bir yanda IŞİD, bir yanda ABD öncülüğündeki koalisyon devletleri, bir yanda El Kaide, bir yanda ÖSO, bir yanda muhalifler, bir yanda Esad… Son olarak bu karmaşaya Esad’ın yanına desteğe gelen Rusya da katıldı. Peki Rusya neden burada? Bugüne kadar neredeydi? Masadan desteklemek yerine artık sahaya inmesi gerektiğini ona düşündüren neydi? Bu soruların cevabı Ortadoğu’nun bu karmaşası içinde daha da karmaşıklaşıyor. Çünkü Ortadoğu’daki politika, en az Ortadoğu’daki savaş kadar karmaşık durumda şu an. Politikalar birbirini kovalıyor. Net olarak bilebildiğimiz tek bir şey var o da, bütün bu politikaların devlet çıkarları üzerine temellenmesidir. İşte belki de bütün bu kördüğüm bundan dolayı kaynaklanmaktadır. Barış, herkesin istediği, arzuladığı bir şey iken neden bir türlü gerçekleşemiyor? Acaba sorumluluk alması gerekenler barış sorumluluğundan mı kaçıyorlar? Kaçmak değil de barışı ne kadar istiyorlar, bunu da sorgulamak gerekmiyor mu? Bugün dünya silah ticaretinin iki büyük devi var karşımızda: ABD ve Rusya. Bugün Suriye’de zıtlaşan kesimlerin başını çektiği iki kutup var: ABD ve Rusya. Bu iki kutubun barışı istemeleri için ne sebep vardır? İki kutup da bu noktada bir seçim yapmak zorundadır. Ya ürettikleri silahları satabilecekleri bir savaş ortamı ya da dünyanın nimetlerinden bütün dünya halklarının eşit derecede yararlanacağı bir barış ortamını sağlamaları. Bu iki yoldan şu an için hangisini tercih ettikleri çok açıktır. Olur da diğer yolu tercih ederler mi, bilemiyoruz. Ancak tarihin ve düşüncelerin bize anlattığı o ki, bu mümkün değildir. İnsanlardaki haksız hırs duygusu var oldukça savaşlar da var olacaktır. Dünyadaki bütün üretimin %90’ını %1 lik kısmı tüketirken, geri kalan %10’una %99’luk büyük kitlenin tüketimi bırakılırsa ortaya ne durumlar çıkacağı aşikardır. Araştırmalar gösteriyor ki, dünyanın her çeşit nimeti bütün dünya insanlarına yetecek düzeydedir. Fakat bütün mesele bu nimetlerin dengeli bir şekilde dağılıp dağılmadığıdır. Medeniyeti tekellerine almış birilerinin, diğerlerini sömürmediği bir dünya yaşanabilir bir dünya olacaktır. Gözden kaçırdığımız bir olgu var. Dünya, Soğuk Savaş’ı yaşadı ve bitti sanıyoruz. Halbuki Soğuk Savaş dönemi yansıttığı iki kutuplu dünya düzeni ile halen devam etmektedir. Taraflardan biri Doğu, diğeri Batı’dır. Doğu ve Batı, Tarih boyunca sürekli savaşmıştır. Doğu ayrı bir geleneği ve kültürü, Batı ise ayrı bir kültürü temsil eder. Yüzyıllardır Doğu’yu Rusya ve Çin, Batı’yı ise ABD ve Avrupa temsil etmiştir. Son olarak bugün Ortadoğu’da geldiğimiz noktada yine bu keskin çizgilerle ayrılmış kutuplara rastlıyoruz. Bugün Suriye’de Rusya’nın başını çektiği Doğu Bloğu Esad’ı desteklerken, ABD’nin başını çektiği Batı Bloğu da Esad Muhaliflerini desteklemektedir. Suriye’deki açmaz gün geçtikçe büyüyor. Bu çıkmaz ne zaman bitecek? Ya da bitecek mi? Bilemiyoruz. Her ne kadar barışı istesek de bu topraklara onun uğrayacağını görmek en azından bize nasip olmayacak herhalde. Çözüm belki de Ortadoğu toplumunu kendi dinamiklerine döndürmek, dışarıdan yapılan her türlü müdahaleyi etkisizleştirmekten geçiyor. Ne dersiniz? Sizce var mıdır bir olur’u?