Beraat ve Pardon!

TAKİP ET

Beraat ve Pardon!, Şike Davasında Sona Gelindi ve Sanıkların Beraat Etmesi İstendi, Peki Şimdi Ne Olacak?

Bundan tam 11 yıl önce bir film gösterime girmişti. 2004 yapımı olan "Pardon" filmi, yönetmen Mert Baykal tarafından çekilmişti. Filmde, Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin ve Ali Çatalbaş başrolde yer almıştı. Gösterime girdiği döneme damga vuran ve hala da izleyicilerin beğeniyle takip ettiği Pardon'da yanlışlık sonucu hapse düşen ve 6 yıl, 3 ay hapiste yatan üç arkadaşa devletin sonunda "Pardon" demekle yetinmesi üzerine kurulmuştur. Kimilerine göre "3 Temmuz Süreci" kimilerine göre "Fenerbahçe'yi Ele Geçirme Operasyonu" kimilerine göre "Şike Davası" adı verilen dava çok değil, 3 Temmuz 2011 tarihinde patlak vermişti. O dönemde, "Örgüt Kurmak ve Yönetmek" "Şike Yapmak" gibi birçok suç iddiasıyla Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte birçok kişi cezaevine gönderilmişti. Bu isimler gönderilmişti de yine de ortada duran birçok yanlış da dikkat çekmişti. Aziz Yıldırım, "Silahlı Örgüt Kurmak" suçundan yargılanmış ancak bir tane bile silah bulunamamıştı. Emenike'nin "Para Sayma" görüntüleri bir türlü ortaya çıkmamıştı. Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz'a çanta içinde para gittiği iddia edilmiş ancak o çanta oradayken ne hikmetse suç üstü yapılmamıştı. Hukuken delil dahi olmayan gazete küpürleri ile yargılama ve gözaltı devam etmişti. Ne anlatıldığı belli olmayan tapeler ve kimin yazdığı meçhul olan Polis Fezlekesi ise kişilerin hürriyeti gasp edilmişti. Olaylara tepeden atlayan dönemin Federasyon Başkanı, "Durum çok vahim" açıklamasıyla Fenerbahçe'nin üzerindeki lekeyi tescillemişti. Beraberindeki İlhan Helvacı, Ebru Köksal ve Lutfi Arıboğan, UEFA'nın gönderdiği Pierre Cornu'ya polis fezlekesi üzerinden yorum yapmışlardı. Aynı dönemde Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, durumdan vazife çıkarmış ve "Bu ateş üfleyerek sönmez" diyerek Fenerbahçe'nin ceza alması için çabalamıştı. Her şey bir tarafa en büyük kirlilik ise medya ayağında yaşanmıştı. Sırf Fenerbahçe düşmanlığı ya da Cemaat önerisiyle, futbolun "f" sini dahi bilmeyen yazarlar ve yorumcular ekranlarda ahkam kesmeye başlamışlardı. Aziz Yıldırım'ın fotoğrafları basına servis edilmiş ve suç algısı oluşmaya başlamıştı. Düzen kurulmuş ve adım adım uygulamaya geçmişti. Bunu da medya ayağı ile taçlandırmışlardı. 3 Temmuz 2011'den itibaren 1 yıl boyunca özetle bunlar yaşandı. Sonrasında ülkeye hakim olan kesimin Cemaat adı verilen yapıyla mücadele etmesiyle birlikte gerçekler gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Davayı açan "Özel Yetkili Savcı" yurt dışına kaçmıştı. Mahkeme heyeti başkanı görevinden alınmıştı. Bu operasyonu yürüten amirler de bir bir görevden uzaklaştırılmaya başlanmıştı. Bunun sonucunda hapiste olanlar hakkında çok daha önceden verilmesi gereken "Tutuksuz Yargılama" kararı verilmişti. Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasıyla dava yeniden yargılanma kapsamına alınmıştı. Dün yapılan duruşmada ise İstanbul Cumhuriyet Savcısı, dava ile sunduğu 7 sayfalık mütaalasında, Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın hem "Örgüt Kurmak ve Yönetmek" hem de "Şike Yapmak" gibi suçlardan beraat etmesini talep etti. Kararın bu yönde çıkması ise yüksek ihtimal olarak değerlendiriliyor. Şimdi eğer beraat kararı çıkarsa insanın aklına şu sorular geliyor: -- 20 milyonu aşkın taraftarı bulunan Fenerbahçe'ye atılan bu kara lekenin hesabını kim verecek? -- Fenerbahçe aklansın zararını cebimden karşılayacağım diyen Mehmet ali Aydınlar ne olacak? -- Fenerbahçe'nin ceza aldığı polis fezlekesini UEFA ile paylaşan Ebru Köksal başta olmak üzere sürecin aktörlerinden İlhan Helvacı ve Lutfi Arıboğan ile ilgili nasıl işlem yapılacak? -- 1 yıl boyunca hürriyetlerinden yoksun bırakılan ve toplum tarafından tanınan Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu gibi isimlerin bu 1 yılının hesabını kim verecek? -- Futbolcu İbrahim Akın'a baskı yaparak ifadesini değiştirmesini sağlayan Mehmet Berk hakkında nasıl bir işlem yapılacak? -- Sırf Cemaat istedi diye ya da Fenerbahçe düşmanlığı pohpohlamak için medyaya çıkan, futbol fukarası yorumcular(!) insanlara ne diyebilecekler? -- Sırf polis fezlekesi ile karar veren UEFA bu süreçte hata yaptığını kabullenecek mi? -- Sürekli "Şike" davası üzerinden Fenerbahçe ile prim yapan kulüpler, başkanlar camialarına ve futbol kamuoyuna ne diyecekler? -- Fenerbahçe'nin 3 yıldır uğradığı maddi ve manevi hasar nasıl telafi edilecek? İşte başta Fenerbahçe taraftarı olmak üzere, sağduyulu izleyicilerin aklındaki sorular bunlar. Bu soruların sayısı daha da arttırılabilir. Sadece "Şike Davası" değil birçok önemli davanın nasıl açıldığı düşünülürse durum daha net bir şekilde anlaşılabilir. 9 Ekim Cuma günü mahkemeden "Beraat" kararı çıkarsa taşlar yerinden oynayacaktır. Bakalım süreç bizlere neleri gösterecek?

Fenerbahçe 3 temmuz süreci aziz yıldırım beraat cornu ebru köksal fenerbahçeye operasyon ilhan ekşioğlu ilhan helvacı lütfi arıboğan mehmet ali aydınlar mehmet berk savcılık şike davası tff uefa zekeriya