Babalar Günü, Bugün Babamın Günü

TAKİP ET

Yaşam & Kariyer Koçu Elif Kaçar'ın "Babalar Günü, Bugün Babamın Günü" adlı köşe yazısı.

Babalar günü, bugün babamın günü… Benim hayata bakışımda etkili olan babamın günü. Geçen sabah Facebook sayfanın en başına babalar gününün yaklaştığını unutma diye not düşmüştü, özel günlerle aram fena sayılmaz fakat kötü olsaydı da unutmazdım babamın gününü. Dünyanın en iyi babasına sahip olduğum için unutmazdım, unutamazdım bugünü, babalar gününü. Ebeveyn koçluğu yaparken, ebeveyn koçluğu hakkında yazarken doğru davranış örneklerini esinlendiğim babamın gününde, babalarımıza karşı tutum ve davranışlarımızı yazmak istedim. Neden mi bunu yazmak istedim çünkü biz çocukları olarak bazen geçmişi unutmuyoruz. Babamızın ilk gençlik dönemlerimizde bize bağırmasından, annemize olan bize göre yanlış tutum ve davranışlarına kadar her şeyi hafızamıza kazıyoruz. Kazıyoruz, sonra ne mi yapıyoruz, babamızla aramıza duvarlar koyuyoruz. Annemiz kadar her şeyi paylaşamıyoruz babamızla. Yaşlar ilerledikçe annemizin sürekli bize ihtiyacı varmışta babamızın yokmuş gibi davranıyoruz. Tabii bunda geçmişten gelen koyduğumuz duvar dışında babamızın erkek olması ve bilinçaltımızda baba demek güçlü demek kavramlarınında yer alması da var. ‘’Ya anne görüyorsun değil mi babamı’’ şeklinde sürekli annemize babamızı şikâyet ediyoruz. Babamız bize bir şey anlatmak istediğinde sadece sıkılmış bir şekilde dinliyormuş taklidi yapıyoruz. Bir kulağımızdan giriyor, diğer kulağımızdan çıkıyor. Anlamıyoruz bile anlattıklarını. Çünkü ilk gençlik dönemlerimizde bize bağırdı, çünkü annemize kötü davrandı, belki annemizi aldattı. Belki babamızın hataları yüzünden şuan istediğiniz maddi konumda değilsiniz, belki seçmek istediğiniz mesleğe engel oldu ya da çok sevdiğiniz sevgilinizle evlenmenize mani oluyor. Zaman, unutmak gibi eylemler var, bizi hayata karşı sürekli tazeleyen. Bir de olduğu gibi kabullenmek deyimi var, insanları karakter özellikleriyle, davranışlarıyla kabullenmemiz için. Zaman, unutmak, olduğu gibi kabullenmek ya da her neyse, adı ne olursa olsun, biz hayatımıza giren birçok insanla olan ilişkimizde yapılan hataları zamana bırakıp, unutuyoruz. O insanı öyle kabulleniyoruz. Ama babamızı, babamızı kabullenmiyoruz, unutmuyoruz. Onu hep suçluyoruz. Babamızla aramızda hep duvarımız var. Babamızı yaşımız kemale erdiğinde anlamaya başlıyoruz. O zamanda babamızla aramızda ıskaladığımız uzun yıllar geçmiş oluyor. Her çocuk gibi, bana yaptıklarını affedebilirim de anneme yaptıklarını affedemem mi diyorsunuz? Kendiniz söylediniz, annenize hata yapmış size değil. Ne koşullarda yaptı, neden yaptı, yaptığından siz ya da anneniz anlamasa da içten içe pişmandı ama toplumumuzun erkek kavramına yüklediği anlamlardan dolayı pişmanlığını dile getiremedi mi? Babanız ne hissetti ya da hissediyor şuana kadar bilmediniz, onu anlamadınız, sadece yargıladınız. Şimdi, bugün onunla aranızdaki duvarı yıkıp onu kendi penceresinden anlama günü. Ne olursa olsun anlayamıyor musunuz babanızı, o zaman babanızla konuşun. O anlatsın size kendini. Babanızla duygularınızla konuşun. Onu yargılamayın. Sadece hissettiklerinizi anlatın sizi üzen durumları, nasıl üzdüğünü anlatın, onu suçlamadan sadece hislerinizi anlatın. Belki vereceği cevaplar size iyi gelecektir. Babalar günü, bugün babamızın günü… Bugün bilinçaltımıza baba güçlüdür kavramının yanına babalarında herkes gibi sevildiklerini hissetmeye ihtiyaçları var kavramının yerleştiği gün. Babalarımızın günü kutlu olsun.