Aç Kalın, Budala Kalın...

TAKİP ET

Steve Jobs'u anlatmaya sayfalar, saatler yetmez elbette

Steve Jobs’u anlatmaya sayfalar, saatler yetmez elbette. Bunu kimse inkar edemez. Hele benim gibi “Apple” hayranı biri asla.... Michael Fassbender’in Steve’i oynadığı Steve Jobs, vizyona girdi. Bundan bir ay kadar önce de Amerika’da vizyona girmişti. Ben daha filmi izlemedim. Ancak genel olarak Steve’in hayat hikayesini ezbere bildiğim için hangi detaylara dokunulduğu – yada dokunulması gerektiğini- az çok kestiriyorum. Öncelikle 2013 yılında vizyona giren ve çok fazla eleştiri alan Ashton Kutcher’li “Jobs” filminden bahsetmek istiyorum. Kutcher’in Steve’e inanılmaz benzerliğini söylemeden geçmek olmaz. Yani özellikle yaşlı halinin Steve’den neredeyse hiç bir farkı yoktu. Ancak bu benzerlik yeterli olmadı. Ben bin bir ümit ile koşa koşa sinemaya gitmiştim o kadar iyi hatırlıyorum ki... Beklediğim ve gitmeyi düşündüğüm filmlerin fragmanlarını izlemem genelde. Çok nadirdir. Jobs’da bu nadirlerden biriydi ve ne yalan söyleyeyim; fragmanı gördüğüm an daha da heyecanlanmıştım ve beklediğime değeceğini düşünmüştüm. Bana soracak olursanız “neydi bu filmde eksik?” diye, kesinlikle senaryo derim. Çünkü oyunculuklar çok güzeldi. Kutcher, oldukça başarılı bir Steve olmuştu. Ancak senaryo sıkıcıydı. Peki bu yeni Steve Jobs filmi neden bir önceki gibi olmasın? Çünkü “Aaron Sorkin” var. Çünkü “Walter Isaacson” var. Aaron Sorkin, Mark Zuckerberg’in hayatının anlatıldığı “The Social Network” filmini yazdı. Hepsinden önemlisi Sorkin, “The Newsroom” gibi harika bir başyapıtı biz dizi severlerin arşivine ekledi. Bu adamı pamuklara sarıp sarmalamak gerek. Walter Isaacson ise Steve’in hayatının en iyi anlatıldığı ve Steve’den de onay alan “Steve Jobs” adlı kitabın yazarı. Yani Steve konusunda oldukça fazla şey bilen Isaacson ve ortaya mükemmel senaryolar çıkarma konusunda tartışmasız bir isim olan Sorkin var. Film buradan bir kere tam not aldı bile… Oyunculuklara gelelim; Michael Fassbender. Hollywood’un en jön adamlarından biri olmasının yanında şahşım kendisinin her performansını oldukça beğenmekte. Özellikle “X-Men” serisinde canlandırdığı genç “Magneto”yu… Kate Winslet, elbette tartışmasız en başarılı kadın oyunculardan biri ve Jeff Daniels… Daniels’in oyunculuğuna ben laf edemem, eden biri varsa buyursun, kendisi ile bir hayli hararetli tarışmaya girebiliriz. Afiş harika, 4 dalda Altın Küre adaylığı... Daha ne olsun... “Ee amma övdün, başarıdan bahset biraz.” diyenleriniz vardır elbet. Yoksa bile, ben diyorum. Ne yazık ki gişede bekleneni veremedi film. Öyle yada böyle bütçesini karşılar diye düşünüyorum ancak Steve Jobs’un anlatıldığı bir filme yakışmayan bir gişe başarısı… Peki neden? Bence önceki başarısız filmler yüzünden. İnsanlar artık Jobs filmlerine ön yargı ile bakıyor. Hayatta bu kadar güzel şeyler yapmış, aklın, ticaretin sınırlarını zorlamış, ilk kişisel bilgisayarı evlerimize getirmiş bu adamı anlatmak bu kadar mı zordu? diye sormadan edemiyorum. Yaşadığı her şey zaten ortada. Bu durum bana şunu söylüyor bağıra çağıra; “bir şeyi ne kadar biliyor olursan ol, yazma kabiliyetin yoksa en mükemmel öykü bile hiç olur.” Filmi izleme fırsatı bulduğumda tekrar kısa bir yazı yazmayı düşünüyorum. Fragmanı izlemedim fakat Jobs’un “iPod”u tanıttığı o harika konferanstan bir kesit varsa eğer, bu bana yeter de artar. Sonuç olarak ben Aaron Sorkin’e çok fazla güveniyorum. Çünkü her zaman çok sağlam senaryolara imza atmış bir adam. Ancak bu durum, gecikmişliği silmeye yetmiyor. İnsanların kafasından eski başarısız filmleri atmaya yetmiyor. Sorkin ile konuşma fırsatım olsa ona sadece şunu sormak isterdim; “neden bu kadar geç kaldın be adam?”... Her neyse, şuanda yapılacak en güzel şey Jobs’un Stanford Üniversitesi’nde yaptığı o mükemmel konuşmayı izlemek...Dikkat ederseniz her fotoğrafta görebileceğiniz çenesini tutma hareketini defalarca yapıyor olduğunu göreceksiniz. Ne diyelim; aç kalın, budala kalın...

steve jobs Steve jobs filmi izle Steve Jobs films steve jobs konuşması